NİÇİN YAZDIM?
28 Ekim 2025 tarihli Uzun Hasan Şahitliğinde Darbeye Giden Yol başlıklı yazımda Gün Sazak'ın öldürülmesini protesto etmek için yapılan yürüyüşün nasıl organize edildiğini yazmıştım. Anlatı yöntemine göre elde edilen verilerle yazılan bu yazının amacı, tarihe not düşmektir. Günümüz kuşakları bu tür olayları anlamakta ve anlamlandırmakta zorluk çekecekler fakat bu tür olayları yaşayanların gözünde bu dönemlere ait yaşadıkları olaylar tekrar canlanacaktır. Belki o zaman yeni nesillere onların anlayacağı şekilde anlatabilme imkânı doğacaktır.
Elbette bir de hem genel anlamda hem de özel olarak vefa borcum var.
GÜZ SAZAK CİNAYETİ SONRASI
İkinci Milliyetçi Cephe hükümetinde Gümrük ve Tekel Bakanı Gün Sazak henüz 5 ay görev yapmışken 27 Mayıs 1980 günü Marksist-Leninist terörist grup Dev-Sol üyeleri tarafından evinin önünde öldürüldü. MHP’li Gün Sazak’ın öldürülmesi birçok ilde protesto eylemlerine yol açtı. Afyon’da da çoğu öğrenci 5000 civarında katılımcı yürüyüş yaparak olayı protesto etti.

Yürüyüşe katılımı sağlamak amacıyla Afyon’daki liselerde öğrenim gören öğrencilerin sınıfları boşaltarak eyleme katılmalarını sağlayanlardan birisi de Uzun Hasan olarak tanınan Hasan Akıntürk idi.
POLİS CİNAYETİ
Cinayet protestosu ile o gün Afyon’da ortalık karıştı ve çatışmalar çıktı. İki gün sonra Afyon’da solcu olarak bilinen bir kişi siyasi cinayete uğradı. Hasan’ın anlatısına göre Gün Sazak olaylarında Pol-Derli solcu bir polis, ülkücü bir genci bir köşeye kıstırdı ve bu genci çok fena darp etti. Aralarında küfürleşme de oldu. İki gün sonra darpçı polisle Ülkücü genç tenha bir mahallede karşılaştılar. Polis orada vuruldu. Vuran kişiyi bir başka Ülkücü kaçırdı fakat iki gün sonra yakalandılar.
Bu cinayeti işleyen ve cinayeti işleyeni kaçıran yardımcı şahıs da yakalanmasına rağmen Afyonkarahisar Ülkü Ocakları yönetiminde bulunan 12 kişi bu cinayetle ilgili olarak gözaltına alındı.
SİYASİ ŞUBEDE İŞKENCE
Yukarı Pazar Karakolu vardı. O karakoldan çok işkence gördü Hasan Akıntürk. Her türlü aşağılama yapıldı. Elektrik de verildi. Sonunda verilen evraklara zorla imza attırdılar. Yapılan suçlamalar zorla kabul ettirildi. Aksi takdirde çok ağır işkenceler vardı. Hasan’ın ve arkadaşlarının göğsüne basıyorlardı ve vücudunun her yerine elektrik veriyorlardı. Falakayı yatırıyorlardı. Perişan haldeydiler.
Nihayet gözaltı sürecinde o günkü Siyasi Şube tarafından kurgulanan ifadeler zorla imzalatıldı. 12 Eylül darbesinde yürüklükte olan sözde mahkemeleri bu ifadelerin altında imzaları olanların hepsine ceza verdi.
İDAMLA YARGILANMA
Bu süreçte Afyonlu Hasan Akıntürk, Eskişehir Sıkıyönetim Komutanlığı Mahkemelerinde 2 yıl süreyle idam talebiyle yargılandı. Sonunda 11 yıl hapis cezasına mahkûm edilen Hasan Akıntürk önce Eskişehir cezaevine sonra da Çanakkale E tipi cezaevine gönderildi.
11 yıla mahkûm olan Hasan Akıntürk, Çanakkale çok soğuk olduğu için İt Durmaz Tepesinde bulunan E tipi cezaevinde küçük bir koğuşa yerleştirildi.
E TİPİ CEZAEVİ
İt Durmaz Tepesindeki E tipi cezaevinde sağcılara tahsis edilen küçük koğuşta yalnız değildi namı diğer Uzun Hasan. Kimler vardı kimler! O zaman İstanbul’da bulunan Sadrettin Yüksel’in oğlu, Metin ve Müfit Yükselin ağabeyi Edip Yüksel oradaydı. Edip Yüksel, çeşitli dergilere yazdığı yazılardan dolayı yatıyordu.
Bursa Akıncılar reisi Yakup Çolak, Kırşehir Akıncılarından Ömer Kodak da oradaydı. Bağlar’dan (Diyarbakır) yazılarından dolayı Şehmuz Durgun, Konya Cihanbeyli’den İsa Saatçi, Ankara’dan Hacı İhsan da oradaydı. Iğdır ülkücü hareketten Bünyamin Yılmaz ve Ümit de yatanlar arasında idi.

TAŞ MEDRESE EĞİTİMİ
Koğuş sakinleri bu isimlerden oluşunca koğuş kısa sürede bir eğitim hücresine, bir medreseye dönüştürüldü. Sabah namazı, sonra kahvaltıya kadar Kuran okumaları ve çalışmaları. Saat dokuzda başlayan ve 2 saat kadar süren Tefsir dersi. Öğle yemeği ve namazının ardından iki saat İslam Tarihi ve Hadis çalışmaları. Cemaatle kılınan ikindi namazından sonra serbest çalışma vakti. Voleybol, volta atma gibi etkinliklerle dolu bir program.
AÇIK GREVİ
Tecritte kalan sol gruplar açlık grevi başlatınca sağ grupla diyaloglar oldu. Sol grupla İslam hakkında görüşmeler, görüş alışverişi oldu. Açlık grevindeki sol grupla gerçekleştirilen diyalog ve görüşmeler onları bir türlü vazgeçiremedi açlık grevinden. Bari ölmesinler diye kendilerine gelen toz şekerleri açlık grevindekilere aktardılar. Hatta açlık grevinin nasıl bir şey olduğunu deneyimlemek için Hasan Akıntürk de iki gün greve katıldı. Daha fazla dayanamadı Uzun Hasan ve üçüncü gün mide krampları başladı ve nihayet dördüncü gün vazgeçerek sulu çorbalara döndü.
İDAM EDİLENLER
O dönemde idam edilenler de oldu. İlk olarak sol kesimden Necdet Adalı infaz edildi. Arkasından Ülkücü Pehlivanoğlu idam edildi. Hasan’ı en çok etkileyen de Erdal Eren'in infazı oldu. Erdal Eren henüz 17 yaşında idi. Sabit olmayan suç delillerle desteklenip darbeden önce bir askerin öldürülmesiyle ilişkili hale getirilerek bir çocuğun idamına karar verildi. Henüz yaşı 17 idi fakat kemik numunesi alınarak 18 yaşında olduğu raporu doktorlara zorla imzalatıldı. Henüz 17 yaşında olan Erdal Eren’in idam edilmesi, Hasan Akıntürk'ü çok etkiledi.
ÖZAL AFFI
Hasan Akıntürk cezaevinde 7 yıl kadar yattı ve sonunda Özal Affı ile 1987 yılında tahliye oldu. Özal affı olmasaydı daha çok yatacaktı Uzun Hasan. Bu kadar uzun süre mahkûmiyet, işkence, idam edilenlere şahitlik…
Bu kadar çok travma tahliyeden sonraki hayatı nasıl etkiledi? Bu kadar fazla travma kolay atlatılacak bir şey değildi. İşkenceler, sonra gergin cezaevi ortamları. Öncelleri sağ ve sol kesiminin birbiriyle çatışan gençliğini bir araya getirerek karıştır barıştır uygulaması.
DARP VE DAYAK
Sağcıları ve Solcuları aynı koğuşa koydular. Cezaevinde darp edilenler, öldürülenler oldu.
Sen niye geldin? Ben Solcuyum… Darp, dayak vs.
Sen niye geldin? Ben Ülkücüyüm… Darp, dayak vs.
Sen niye geldin? Nesin sen? Sağcı mısın, solcu musun? Biz sağcı da değiliz, solcu da değiliz… Akıncılara da sordular. Onlara da darp, dayak vs.
Hiç bir grup için darp ve dayaktan kaçış yoktu. Bir şekilde müthiş bir baskı ve işkence vardı. Ve Hasan Akıntürk, 1987 yılında Özal Affı ile sivil hayata uyum sağlamak için çok çaba gösterdi. Zorunlu olarak askerlik görevini yerine getirdi. Bu kadar uzun süre mahkûmiyet süresi nedeniyle hiçbir mesleği yoktu. Bu durum iş bulma imkânını da zorlaştırdı.
HASAN DEDE
Fakat Hasan Akıntürk bu yaşananlardan sonra engelleri de, travmaları da aştı. Şimdilerde torun torba sahibi olan Hasan Dede, küçük bahçesinde sarımsak odaklı yerli sebze yetiştirmekle meşgul. Taşköprü’den yerli sarımsak tohumu getirmiş ve ekim işiyle meşgul oluyormuş. Kendisinin şahsen çalıştığını sanmıyorum. Çalışanları yönetip yönlendiriyor olabilir.
Darp, dayak, elektrik gibi araçlara yapılan işkenceler, şahit olduğu 12 Eylül Askeri Darbesinin getirdikleri, zorla imzalatılan evrakla idamla yargılanan ve 11 yıla mahkûm olan Kasan Akıntürk, Özal Affı ile yeni bir hayat, yeni bir iş dedi.

Afyonlu Uzun İhsan’ın oğlu Uzun Hasan, şimdilerde Hasan Dede olarak torunları ile hobi bahçesinde sarımsak işlerine bakıyor.

