İdare-i maslahat, Osmanlı Türkçesi bir terim. Bir bakıma Osmanlı'nın yönetim biçimi de diyebiliriz. Anlamı, işleri şöyle böyle yönetmek. Zaten maslahat, sulh kökünden türetilmiş bir sözcüktür. Fazla hıra güre sebebiyet vermeden, köklü tedbirler almadan, durumu idare etmek anlamına gelmektedir.
Eskiden valiler, içinden çıkılması zor meselelerle karşılaşınca Bab-ı Ali’ye, yani hükümete ne yapmaları gerektiğini sorarlarmış. Devletin yüksek bürokratlarının hatta hükümet üyelerinin o günkü şartlar altında verebilecekleri açık bir talimat olmayınca da valiye ‘‘idare-i maslahat et’’ telgrafı çekilirmiş. Hatta bu baştan savma telgraflardan bıkan devrin Edirne valisi dayanamayıp İstanbul'a idare elden gitti, geriye sadece maslahat kaldı şeklinde karşılık verdiği anlatılır.
Topluma yön veren insanların fikir fukarası oldukları zamanlarda İdare-i Maslahat her zaman devrededir. Fikir fukarası, genellikle bir kişinin ya da bir grubun yeni ve yaratıcı düşüncelerden yoksun olduğunu, fikirlerinin kısıtlı veya sığ olduğunu ifade etmek için kullanılan bir deyimdir.
Fikir fukaralığının nedenleri neler olabilir?
Elbette ilk olarak eğitim eksikliği. Yetersiz eğitim eleştirel düşünme becerilerinin gelişmemesine neden olur. Aile, arkadaş çevresi ve toplumun genel kültürü bireyin düşünce yapısını etkiler. Birey yeni fikirler üretmekten korkabilir, eleştirilmekten çekinebilir. Benzer psikolojik faktörler de etkili olabilir.
Fikir fukaralığından nasıl kurtuluruz?
Elbette herşeyden önce çok okumalı ve öğrenmeliyiz. Farklı konularda bilgi sahibi olmalıyız ve düşünce ufkumuzu genişletmeliyiz. Eleştirel düşünmeyi beceri haline dönüştürmeliyiz. Her bilgiyi sorgulamalı ve farklı bakış açısıyla olaylara bakabilmeliyiz. Özgün fikirler üretmek için egzersizler yapabilmeliyiz. Yeni insanlarla tanışmalı ve farklı kültürleri öğrenmeliyiz. Farklı bakış açılarıyla karşılaşmak düşünce yapımızı zenginleştirir.
Yönetim açısından bakıldığında toplumu yönetenler öncelikle toplumun ihtiyaçlarını doğru bir şekilde analiz etmeli ve bu ihtiyaçlara yönelik fikirler, politikalar geliştirmelidir. Sadece sosyal medyada görüntü paylaşmak yönetmek değildir. Böyle olduğu zaman doğal olarak İdare-i Maslahat devreye girer.