Tebessüm
İstedim ki sokakta
Asık suratlı kalmasın
Büyükler büyüdükçe
Gülmeyi unutmasın…
Beşiktaş Çocuk Korosu’nun seslendirdiği Fatih Peşmen'e ait olan Tebessüm adlı eser ile Gassal dizisinin bölümüne başlarken, büyüdükçe unuttuğumuz gülmeyi hatırlatarak, gülümsemenin hayatı güzelleştirdiğini vurgulayan, karamsarlığı temsil eden kapkara bulutları dağıtıp diziyi izlemeye başlarken, seyircinin yüzünde bir gülümseme oluşsun istenmektedir.
Tebessüm şarkısı milyonlarca kez dinlendi, büyük bir yankı uyandı. Buna rağmen belki de birçoğumuz Gassal (ölü yıkayan) dizisi sayesinde Tebessüm şarkısını duymuş olduk.
İzlenme Rekoru Kırdı!
TRT'nin dijital platformunda yayınlanan Gassal dizisi, izleyicilerden büyük ilgi gördü. Tabii’nin en iddialı projelerinden biri olan Gassal dizisi, ölüm temalı olan ilk sezonuyla izlenme rekorları kırarken, sosyal medyada da binlerce yorum aldı. Kara komedi ile dramı ustalıkla harmanlayan, başrolünde Ahmet Kural'ın yer aldığı dizinin yönetmenliğini Selçuk Aydemir üstlenirken, senaryosunu Sümeyye Karaarslan kaleme aldı. Hayatın trajik komik yanlarını cesur bir dille ele alan dizi sosyal medyada da gündem olmayı başardı.
Yapılan yorumlarda büyük beğeni toplamasının yanı sıra büyük bir eleştiri de topladı. Eleştirilerin birçoğu ya siyasi ayağının olduğuna ya da dinî kurallarının eksik aktarıldığına bağlandı. Bazı kesimde ise cenaze yıkama gibi hassas bir konunun işlenmesi tepkiye neden oldu. Oysa ithal kültürlere dayanmadan sade gündelik yaşam ve gerçeklik üzerine yazılmış, bizden biri olan dizide siyasi, dini ve başka kesim olarak ayrıştırma söylemlerine takılmadan, yaşam ve ölüm arasındaki ince çizgiyi fark ederek önceden değer vermediğimiz durumların aslında ne kadarda önemli olduğunu düşünebiliriz.
“Ölünce Beni Kim Yıkayacak?"
Gassal, ölünce beni kim yıkayacak sloganı etrafında gerçekleşen, ölüleri yıkayan bir gassalın hikâyesi. Her gün ölümle iç içe olan Gassal Bâki derin bir düşünceyle hayatını sorgulamaya başlar. Aslında olay Baki’nin ölümden değil yalnızlıktan ve yalnız ölmekten korkuyor olmasıdır. Bu sebepten ötürü ölünce kendisini yıkama sözü veren Nazım’ın ölümüne çok üzülür, çünkü Bâki’nin ölünce yalnız kalma korkusu, Nazım’ın ölümü ile yalnız ölme korkusunu depreştirir.
Babasına öfke duyan, evlenemeyen, çocuklardan uzak duran ne sevdiğini ne sevildiğini dile getiren, mutsuzluktan yalnızlığı tercih eden ölü yıkayan Baki!
Oysa içten içe Elif’e duyduğu sevgisi duygusuz biri olmadığını ele veriyor. Gassal Bâki zaman zaman çocukluğunu hatırlıyor. Acaba Gassal Bâki psikolojik olarak sorunlu mu?
Yoksa ölü yıkadığı için mi mutsuz?
Mutsuzluğun sebebi Gassallık mesleğinden dolayı olsaydı ölüm hakkında “Ölüm bizi masumlaştırır” şeklinde bahsetmezdi. Onu anlatmak için belki de çocukluğunda yaşamış olduğu travmalardan dolayı az da olsa mesleğinin vermiş olduğu hassasiyetiyle dünyayı ciddiye almayan bir diri tanımını yapabiliriz.
Küçük yaşta kaybettiği annesiyle yalnızlaşan, sorumsuz babasının arayıp sormadığından yakınan, bir de hapishaneye düşmüş babaya sahip olan Baki’nin neden yalnızlığı seçmiş olduğunu yaşadıklarından anlamaktayız.
Her ne kadar yakından ilgilendiği arkadaşı bu yalnızlıktan kurtulması için uğraşıyor olsa da Bakinin sorumluluk almaktan kaçtığı gözleniyor. Ne yazık ki sezonun sonunda feci bir sonla ev erkeği olan Ahmet’in ölümü, Gassal Baki'ye arkadaşından kalan hiç istemediği sorumlulukları itiyor.
Dizide dikkatimi çeken diğer bir durum ise Gassalın isminin Bâki olarak seçilmesi. Bâki ismi Allah’tan başka her şeyin gelip geçici olduğu manasını ifade eden fânînin zıddıdır (TDV). Allah’ın isim ve sıfatları içinde yer alan sonsuzluğa atfedilen Bâki isminin ölüm ile yan yana gelmesi tesadüfen seçilmiş değildir.
Alışılmışın Dışında Bir Dizi
Ölüleri yıkayan, alışılmadık Gasilhane ( ölü yıkama yeri) ortamında geçen bir Gassalın hikâyesi kulağa oldukça sıradan gelebilir. Ancak, Gassal rolünü oynayan Ahmet Kural’ın harika performansı ve ölümün gerçekliğiyle yüzleşirken zaman zaman güldüren hikâyesi insana dair birçok şeyi anlatıyor. Sıradan dizilerden farklı görünen hikâyenin derinliklerine inerek izleyiciyi hem düşündüren hem de güldüren bir yolculuğa çıkarıyor. Ölümün bolca konuşulduğu ve gösterildiği bu tip dizilerde komedi ayarını ayarlamak zor olsa gerek ancak gassal dizisi mizahî kısımları yerli yerinde ayarlamayı başarmış görünüyor.
Dizide küfür içermeyen, hayatı sorgulatan ve bir o kadar duygusal, ölülerden değil dirilerden kendimizi korumamızı, gösterişten uzak, çarpık ilişki, yalılar, köşkler olmayan,mafyayı sempatik göstermeyen, her türlü ahlaksızlığı meşrulaştırmayan, gençleri ahlaksızlığa teşvik etmeyen, etik ve ahlaki kurallarının dışına çıkmadan bize ait kültürümüzü yansıtan, duru bir Türkçe ile hedeflenen mesajı otuz dakikada derin felsefesini seyirciye iletti.İnsanın dirisi nasıl değerli ise öldüğünde de tertemiz kefeniyle uğurlanarak değerli olduğunu gözler önüne serdi.Alışılmışın dışına çıkan sıradan dizilerden sıkılan seyirciden tam puanla istatistikleri altüst ederek rekoru kırdı.
Dizinin sonundaki Yeşilçam filmlerinden hatırladığımız Şahin Kendirci’nin bölüm sonunda söylediği arabesk şarkısı ortalığı yakıp geçerken ölüm ile arabesk arasında garip bir bağ kuran ve birbirini tamamlayarak insanı kendi hikâyesinin derinliklerine alıp götürüyor.
Bu diziyi herkes istediği tarafa gömebilir. Ama çok yüksek prodüksiyonlu, yüksek maliyetli ve yüksek oyuncu kadrolu dizilere karşı Gassal dizisi, üç-beş kişilik oyuncusuyla maliyeti oldukça düşük tutulan Gassal dizisinin başrolünü oynayan, büyük rekor kıran Ahmet Kural, bütün dizileri teneşire yatırıp yıkadı ve kefenleyip temiz gömdü.
Ölüm tek gerçektir.
Ölülerden değil dirilerden korkmak gerekir.
Ölüm kavramı bize dünyadaki sınırlı zamanımızı kaliteli geçirmemiz için bir hatırlatmadır.
“Zaman diriyken kıymetli ölenin vakti bol olur.” (Gassal Baki )
Sevgiyle Kalın.