Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Akay ERDEMLİ
Köşe Yazarı
Akay ERDEMLİ
 

TOROS AKADEMİ ve Büyük Düşünme

Düşünmek zor iştir. Sadece duyumları dikkate almak sonunda malumat ve zan üretir. Malumat ve zan ise ahlak probleminin en yoğun olduğu alandır. Bu nedenle “Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır” (Hucurat: 12) emri vardır. Bu nedenle duyumlama boyutunda düşünme ideal düşünme değildir çünkü bu aşamada akıl değil duyular devrededir. Akılın devreye girdiği düşünme aşaması teemmül ile başlar ve tefekkür ile devam eder. Akıllı insanın düşünmesi teemmül ile başlar. Bu nedenle teemmül öncesi düşünme ürünü olan zan ve malumat sadece insanlara özgü değil hayvanlar için de geçerlidir. Öyle ise insan olma teemül ile başlar. Bir başka ifade ile beşer olarak dünyaya gelen insan aklını kullanmaya başladığı an insanlaşmaya başlar. Burada dikkat edilecek husus insanın kendi aklını kullanmasıdır. Emanet akıl veya sokma akıl beşeri insana dönüştürmez. Kendi aklını kullanan insan artık kişi olmuştur ve kişiliği oluşmaya devam eder. Emanet akıl veya sokma akıl kullanan beşer, kişilik geliştiremediği için kişi olarak görülmez. Bir başka ifade ile insan olmak kişi olmayı gerektirir. Büyük düşünmeye gelince... Genel olarak Yahudiler ve Yahudi kültürü ile ilişkilendirilen büyük düşünme Yahudilerin yüksek zekaya sahip olmaları ve başarıyı teşvik eden kültürel değerlere sahip olmaları ile açıklanmaktadır. Özellikle 20. yüzyılda entelektüel elitler arasında, mesleklerde, üniversitelerde, iş liderleri arasında ve zenginler arasında Yahudilerin çoğunlukta olması bu iki neden ilişkilendirilmektedir. Bu başarının gerekçesi olarak Yahudilerin yüksek zekaya sahip olmaları ve başarıyı teşvik eden kültürel değerlere sahip olmaları gösterilmektedir. Kültürel değerler teorisi esas olarak Yahudilerin başarıya verdikleri yüksek degere dayanmaktadır. Ebeveynler çocuklarını başarmaları için yetiştirmekteler ve onların başarını sosyalleşme boyutu ile takdir etmekteler. Yahudilerin başarılarını açıklayan bu kültürel değer çok uzun bir zaman boyunca yanlarında getirdikleri ve nesilden nesile aktardıkları kültürel değerlerin ürünü olarak görülmektedir. Ayrıca Yahudiler bu kültür değerine bağlı olarak çalışmaya ve eğitime, çocukların eğitimsel ve akademik başarı için sosyalleşmesine önem vermekteler. Dünya tarihinin etkili düşünürleri arasında bir Yahudi üstünlüğü mevcut. Levi-Straus, Erik Erikson, Hannah Arendt, Karl Marx, S. Freud ve Musa İbni Meymun gibi isimler yanında Dünya Nobel ödülleri tarihinde de Albert Einstein, Niels Bohr veya Milton Friedman gibi onlarca Yahudi bilim adamını görebilirsiniz. 1901-1962 döneminde bilim dalında Nobel ödülü kazananların %16'sının Yahudi olduğu belirtilmektedir. Ayrıca birçok ülkede entelektüel elitler arasında ve yüksek sosyo-ekonomik statülü mesleklerde çok fazla sayıda Yahudi olduğu bilinmektedir. Örneğin Avusturya'da iki dünya savaşı arasındaki yıllarda Yahudiler nüfusun yaklaşık %3,5'ini oluştururken üniversite profesörlerinin %27,3'ü yahudi idi. Almanyada ise 1918 ile 1933 yılları arasında Yahudiler nüfusun %0,78'ini oluşturuyordu. Fakat doktorların %16'sı, dişçilerin %15'i, avukatların %25'i, tiyatro yönetmenlerinin %50'si Yahudi di. Polonyada da durum farklı değildi. 1931'de nüfusun %10,2'si Yahudi iken doktorların %56'sını, avukatların %33'ünü ve eczacıların %24'ü Yahudi idi. Amerika Birleşik Devletleri'nde 1908 yılında tüm kolejlerdeki ve Harvard'daki Yahudi öğrencilerin yüzdeleri sırasıyla %7 ve %6 idi ve 1919'da bu oran Harvard'da Yale, Brown ve Pennsylvania'da %20 iken Columbia'da %40 oldu. 1990'lara gelindiğinde Forbes Dergisi'nin en zengin dört yüz Amerikalı listesindeki insanların dörtte birinden fazlasını, en zengin 40 Amerikalının %45'i ve tüm Amerikalı multimilyonerlerin üçte biri Yahudiler oldu. Başarının hem yaygınlığı hem de sürekli yükselişi sonuç olarak “Yahudi gibi büyük düşünmek” deyimini doğurmuştur. Bir başka ifade ile büyük düşünmek ifadesi ortaya çıkmıştır. Eğitimin ve sosyalleşmenin getirdiği başarının sürekli olması yeni başarıları getirmiştir. Ekonomide, bilimde ve felsefede takdir edilen başarı büyük düşünme ile ilişkilendirilmiştir. Gelelim bize… Durum çok vahim. Nereden biliyoruz? TOROS AKADEMİ -THINK TANK- Mersin merkezli bir düşünce kuruluşu olarak 15 Ocak 2025 tarihinde resmen kuruldu ve 17 Ocak günü ilk basın bildirisini yayınladı. “Mersin merkezli düşünce kuruluşu” ibaresi ile birçok haber sitelerinde bu basın bildirisi haber yapıldı. Ne var ki bu düşünce kuruluşunun açılışından itibaren Tink Tonk şeklinde ifadeler ile dalga geçen siyasi kimlikli cahiller de oldu. Üstelik Mersin’de etkisi ve yetkisi olan bireyler bunlar. İşte tam da bu durumda benim kafamda TOROS AKADEMİ düşünce kuruluşunun ne kadar önemli bir proje olduğu konusu netleşti. Öncelikli ihtiyaç duyulan şeyin Düşünen İnsan olduğu netleşti. Önce düşünen insan (Homo Sapiens), sonra da Düşünmeyi Düşünen İnsan (Homo Sapiens Sapiens). Asıl sorun nedir? Yahudilerin eğitim, sosyalleşme ve başarı kültürünün dünyadaki etkisi yukarıda örneklerle ortaya konmuştur. Beşerden insana geçişi sağlayan düşüncenin okulunun açılmasından rahatsız olan bir zihniyetin hala var olduğunu görmek çok üzücü. Düşünme becerisi olmayan birinin büyük düşünmesini beklemek yanlış olur. Önce düşünebilen, düşünme becerisi olan insanlara ihtiyaç vardır. TOROS AKADEMİ bir düşünce kuruluşu olarak, önce düşünebilen ve sonra da düşünmeyi düşünebilen ve de büyük düşünebilen insanlar ile önce mahalli, sonra bölgesel ve ulusal düzeyden uluslararası düzeye kadar bir düşünme ve düşünce ağı oluşturacaktır. Düşün, düşünmeyi düşün ve de büyük düşün!
Ekleme Tarihi: 24 Ocak 2025 - Cuma
Akay ERDEMLİ

TOROS AKADEMİ ve Büyük Düşünme

Düşünmek zor iştir. Sadece duyumları dikkate almak sonunda malumat ve zan üretir. Malumat ve zan ise ahlak probleminin en yoğun olduğu alandır. Bu nedenle “Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakının; çünkü bazı zanlar günahtır” (Hucurat: 12) emri vardır. Bu nedenle duyumlama boyutunda düşünme ideal düşünme değildir çünkü bu aşamada akıl değil duyular devrededir.

Akılın devreye girdiği düşünme aşaması teemmül ile başlar ve tefekkür ile devam eder. Akıllı insanın düşünmesi teemmül ile başlar. Bu nedenle teemmül öncesi düşünme ürünü olan zan ve malumat sadece insanlara özgü değil hayvanlar için de geçerlidir. Öyle ise insan olma teemül ile başlar. Bir başka ifade ile beşer olarak dünyaya gelen insan aklını kullanmaya başladığı an insanlaşmaya başlar.

Burada dikkat edilecek husus insanın kendi aklını kullanmasıdır. Emanet akıl veya sokma akıl beşeri insana dönüştürmez. Kendi aklını kullanan insan artık kişi olmuştur ve kişiliği oluşmaya devam eder. Emanet akıl veya sokma akıl kullanan beşer, kişilik geliştiremediği için kişi olarak görülmez. Bir başka ifade ile insan olmak kişi olmayı gerektirir.

Büyük düşünmeye gelince...

Genel olarak Yahudiler ve Yahudi kültürü ile ilişkilendirilen büyük düşünme Yahudilerin yüksek zekaya sahip olmaları ve başarıyı teşvik eden kültürel değerlere sahip olmaları ile açıklanmaktadır. Özellikle 20. yüzyılda entelektüel elitler arasında, mesleklerde, üniversitelerde, iş liderleri arasında ve zenginler arasında Yahudilerin çoğunlukta olması bu iki neden ilişkilendirilmektedir.

Bu başarının gerekçesi olarak Yahudilerin yüksek zekaya sahip olmaları ve başarıyı teşvik eden kültürel değerlere sahip olmaları gösterilmektedir. Kültürel değerler teorisi esas olarak Yahudilerin başarıya verdikleri yüksek degere dayanmaktadır. Ebeveynler çocuklarını başarmaları için yetiştirmekteler ve onların başarını sosyalleşme boyutu ile takdir etmekteler. Yahudilerin başarılarını açıklayan bu kültürel değer çok uzun bir zaman boyunca yanlarında getirdikleri ve nesilden nesile aktardıkları kültürel değerlerin ürünü olarak görülmektedir. Ayrıca Yahudiler bu kültür değerine bağlı olarak çalışmaya ve eğitime, çocukların eğitimsel ve akademik başarı için sosyalleşmesine önem vermekteler.

Dünya tarihinin etkili düşünürleri arasında bir Yahudi üstünlüğü mevcut. Levi-Straus, Erik Erikson, Hannah Arendt, Karl Marx, S. Freud ve Musa İbni Meymun gibi isimler yanında Dünya Nobel ödülleri tarihinde de Albert Einstein, Niels Bohr veya Milton Friedman gibi onlarca Yahudi bilim adamını görebilirsiniz.

1901-1962 döneminde bilim dalında Nobel ödülü kazananların %16'sının Yahudi olduğu belirtilmektedir. Ayrıca birçok ülkede entelektüel elitler arasında ve yüksek sosyo-ekonomik statülü mesleklerde çok fazla sayıda Yahudi olduğu bilinmektedir. Örneğin Avusturya'da iki dünya savaşı arasındaki yıllarda Yahudiler nüfusun yaklaşık %3,5'ini oluştururken üniversite profesörlerinin %27,3'ü yahudi idi. Almanyada ise 1918 ile 1933 yılları arasında Yahudiler nüfusun %0,78'ini oluşturuyordu. Fakat doktorların %16'sı, dişçilerin %15'i, avukatların %25'i, tiyatro yönetmenlerinin %50'si Yahudi di. Polonyada da durum farklı değildi. 1931'de nüfusun %10,2'si Yahudi iken doktorların %56'sını, avukatların %33'ünü ve eczacıların %24'ü Yahudi idi.

Amerika Birleşik Devletleri'nde 1908 yılında tüm kolejlerdeki ve Harvard'daki Yahudi öğrencilerin yüzdeleri sırasıyla %7 ve %6 idi ve 1919'da bu oran Harvard'da Yale, Brown ve Pennsylvania'da %20 iken Columbia'da %40 oldu. 1990'lara gelindiğinde Forbes Dergisi'nin en zengin dört yüz Amerikalı listesindeki insanların dörtte birinden fazlasını, en zengin 40 Amerikalının %45'i ve tüm Amerikalı multimilyonerlerin üçte biri Yahudiler oldu.

Başarının hem yaygınlığı hem de sürekli yükselişi sonuç olarak “Yahudi gibi büyük düşünmek” deyimini doğurmuştur. Bir başka ifade ile büyük düşünmek ifadesi ortaya çıkmıştır. Eğitimin ve sosyalleşmenin getirdiği başarının sürekli olması yeni başarıları getirmiştir. Ekonomide, bilimde ve felsefede takdir edilen başarı büyük düşünme ile ilişkilendirilmiştir.

Gelelim bize… Durum çok vahim. Nereden biliyoruz?

TOROS AKADEMİ -THINK TANK- Mersin merkezli bir düşünce kuruluşu olarak 15 Ocak 2025 tarihinde resmen kuruldu ve 17 Ocak günü ilk basın bildirisini yayınladı. “Mersin merkezli düşünce kuruluşu” ibaresi ile birçok haber sitelerinde bu basın bildirisi haber yapıldı. Ne var ki bu düşünce kuruluşunun açılışından itibaren Tink Tonk şeklinde ifadeler ile dalga geçen siyasi kimlikli cahiller de oldu. Üstelik Mersin’de etkisi ve yetkisi olan bireyler bunlar.

İşte tam da bu durumda benim kafamda TOROS AKADEMİ düşünce kuruluşunun ne kadar önemli bir proje olduğu konusu netleşti. Öncelikli ihtiyaç duyulan şeyin Düşünen İnsan olduğu netleşti. Önce düşünen insan (Homo Sapiens), sonra da Düşünmeyi Düşünen İnsan (Homo Sapiens Sapiens).

Asıl sorun nedir?

Yahudilerin eğitim, sosyalleşme ve başarı kültürünün dünyadaki etkisi yukarıda örneklerle ortaya konmuştur. Beşerden insana geçişi sağlayan düşüncenin okulunun açılmasından rahatsız olan bir zihniyetin hala var olduğunu görmek çok üzücü. Düşünme becerisi olmayan birinin büyük düşünmesini beklemek yanlış olur. Önce düşünebilen, düşünme becerisi olan insanlara ihtiyaç vardır.

TOROS AKADEMİ bir düşünce kuruluşu olarak, önce düşünebilen ve sonra da düşünmeyi düşünebilen ve de büyük düşünebilen insanlar ile önce mahalli, sonra bölgesel ve ulusal düzeyden uluslararası düzeye kadar bir düşünme ve düşünce ağı oluşturacaktır.

Düşün, düşünmeyi düşün ve de büyük düşün!

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve torostimes.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.