Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Akay ERDEMLİ
Köşe Yazarı
Akay ERDEMLİ
 

Eğitim Sistemi ve Çalışan Köleler

Yirminci yüzyılın başlarında USA’da yapılan eğitim reformunu şekillendiren köşe taşlarından biri, tüm zamanların en zengin insanlarından biri olan John D. Rockefeller idi. 1902 yılında Genel Eğitim Kurulu (General Education Board) oluşmasına liderlik eden Rockefeller görünürde eğitim sistemini iyileştirme ve toplumu yükseltme arzusunu dile getirse de oluşturulan kurul ülke çapında standart bir eğitim modeli dayatmada önemli bir rol oynadı. Bu standartlaştırma, görünüşte etkili olsa da beraberinde gizli bir gündem taşıyordu. Asıl gündem Rockefeller gibi sanayicilerin çıkarlarına hizmet edecek bir iş gücü oluşturmak idi. Rockefeller asıl amacını şöyle ifade ediyordu: "Düşünen insanlardan oluşan bir ulus değil çalışanlardan oluşan bir ulus istiyorum.” Genel Eğitim Kurulu tek tip bir müfredat dayatarak ve ezberlemeyi teşvik ederek fabrika işine uygun, uyumlu ve itaatkâr bir vatandaşlık yaratmayı amaçladı. Bu tek tip müfredat düzenlemelere uygunluğu vurgularken yaratıcılığı ve eleştirel düşünmeyi bastırıyor, bağımsız düşünce ve yenilik potansiyelini de sınırlandırıyordu. USA’da oluşturulan ve tüm zamanların en zengin insanlarından biri olan John D. Rockefeller tarafından belirlenen bu gizli gündem Türk eğitim sistemi için de geçerli değil mi? Mevcut eğitim sistemi tek tip bir müfredat dayatıyor mu? Mevcut eğitim sistemi uygulamadan çok ezberlemeyi teşvik ederek tek tip müfredata uygun olarak düzenlenen sınavlarda ezbere dayalı bilgi soruları ağırlıklı mı? Bu eğitim sisteminde yetişen vatandaşlar mesai saati kurallarına uyum sağlayacak biçimde fabrika işine uygun yetişiyor mu? Disiplin kurallarına, düzenlemelere ve talimatlara uyarak uyumlu ve itaatkâr vatandaşlar olarak yetişiyor mu? Yoksa… Yaratıcılık var mı? Düşünme ve özellikle eleştirel düşünme becerisi var mı? Bağımsız düşünebilen insanlar mı yetişiyor? Yenilik ve yenilikçilik potansiyeli var mı? Tüm zamanların en zengin insanlarından biri olan John D. Rockefeller gizli gündemini çaktırmadan bize de mi benimsetti acaba? Rockefeller bizim ülkemizden değil ama Rockefeller gibi gizli gündemi olan sadece kendi çıkarlarına ve gizli gündemlerine uygun vatandaşlar yetiştirmeyi amaçlayan Rockefeller temsilcileri yok mudur? Çalışan ve çok çalışan, çalışmayı ibadet olarak gören, köle gibi çalışan ama düşünmeye, eleştirel düşünmeye, yaratıcılık ve yenilikçiliğe hiç zamanı ve potansiyeli olmayan bireylerin oluşturduğu toplum kölelerden oluşan bir toplum olmaz mı? Eğitim sistemi sadece çalışan ve ne için çalıştığını, çalışmasının kime faydası olduğunu sorgulayacak kadar boş zamanı olmayan köleler yetiştirirşe bu kimin işine gelir? Düşünen insanlar kimin için tehlikeli? Çalışan, çok çalışan sıradan inanlar, sadece zenginlerin çıkarına çalışmıyor mu? Zenginler daha da zengin olmak için çalışmayı yücelten söylemler ve sistemler kurmuyorlar mı? Sadece zenginler değil! Ya politikacılara ne demeli? Hele hem zengin hem de politikacı olanlara! Son zamanlarda zengin polikacıların seçimleri hep kazanması anlamsız mı?
Ekleme Tarihi: 27 Kasım 2024 - Çarşamba
Akay ERDEMLİ

Eğitim Sistemi ve Çalışan Köleler

Yirminci yüzyılın başlarında USA’da yapılan eğitim reformunu şekillendiren köşe taşlarından biri, tüm zamanların en zengin insanlarından biri olan John D. Rockefeller idi. 1902 yılında Genel Eğitim Kurulu (General Education Board) oluşmasına liderlik eden Rockefeller görünürde eğitim sistemini iyileştirme ve toplumu yükseltme arzusunu dile getirse de oluşturulan kurul ülke çapında standart bir eğitim modeli dayatmada önemli bir rol oynadı. Bu standartlaştırma, görünüşte etkili olsa da beraberinde gizli bir gündem taşıyordu.

Asıl gündem Rockefeller gibi sanayicilerin çıkarlarına hizmet edecek bir iş gücü oluşturmak idi. Rockefeller asıl amacını şöyle ifade ediyordu:

"Düşünen insanlardan oluşan bir ulus değil çalışanlardan oluşan bir ulus istiyorum.”

Genel Eğitim Kurulu tek tip bir müfredat dayatarak ve ezberlemeyi teşvik ederek fabrika işine uygun, uyumlu ve itaatkâr bir vatandaşlık yaratmayı amaçladı. Bu tek tip müfredat düzenlemelere uygunluğu vurgularken yaratıcılığı ve eleştirel düşünmeyi bastırıyor, bağımsız düşünce ve yenilik potansiyelini de sınırlandırıyordu.

USA’da oluşturulan ve tüm zamanların en zengin insanlarından biri olan John D. Rockefeller tarafından belirlenen bu gizli gündem Türk eğitim sistemi için de geçerli değil mi?

Mevcut eğitim sistemi tek tip bir müfredat dayatıyor mu?

Mevcut eğitim sistemi uygulamadan çok ezberlemeyi teşvik ederek tek tip müfredata uygun olarak düzenlenen sınavlarda ezbere dayalı bilgi soruları ağırlıklı mı?

Bu eğitim sisteminde yetişen vatandaşlar mesai saati kurallarına uyum sağlayacak biçimde fabrika işine uygun yetişiyor mu?

Disiplin kurallarına, düzenlemelere ve talimatlara uyarak uyumlu ve itaatkâr vatandaşlar olarak yetişiyor mu?

Yoksa…

Yaratıcılık var mı?

Düşünme ve özellikle eleştirel düşünme becerisi var mı?

Bağımsız düşünebilen insanlar mı yetişiyor?

Yenilik ve yenilikçilik potansiyeli var mı?

Tüm zamanların en zengin insanlarından biri olan John D. Rockefeller gizli gündemini çaktırmadan bize de mi benimsetti acaba?

Rockefeller bizim ülkemizden değil ama Rockefeller gibi gizli gündemi olan sadece kendi çıkarlarına ve gizli gündemlerine uygun vatandaşlar yetiştirmeyi amaçlayan Rockefeller temsilcileri yok mudur?

Çalışan ve çok çalışan, çalışmayı ibadet olarak gören, köle gibi çalışan ama düşünmeye, eleştirel düşünmeye, yaratıcılık ve yenilikçiliğe hiç zamanı ve potansiyeli olmayan bireylerin oluşturduğu toplum kölelerden oluşan bir toplum olmaz mı?

Eğitim sistemi sadece çalışan ve ne için çalıştığını, çalışmasının kime faydası olduğunu sorgulayacak kadar boş zamanı olmayan köleler yetiştirirşe bu kimin işine gelir?

Düşünen insanlar kimin için tehlikeli?

Çalışan, çok çalışan sıradan inanlar, sadece zenginlerin çıkarına çalışmıyor mu? Zenginler daha da zengin olmak için çalışmayı yücelten söylemler ve sistemler kurmuyorlar mı?

Sadece zenginler değil! Ya politikacılara ne demeli?

Hele hem zengin hem de politikacı olanlara!

Son zamanlarda zengin polikacıların seçimleri hep kazanması anlamsız mı?

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve torostimes.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.