Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Akay ERDEMLİ
Köşe Yazarı
Akay ERDEMLİ
 

Çıkarcılık, Makyavelizm ve Sanrılar

Pragmatizm, Amerikalı filozof William James (1842-1910) tarafından felsefi bir sistem olarak gündeme getirilmiştir. Doğruluğu ve gerçekliği tek yanlı olarak, yalnızca eylemlerin sonuçları ile değerlendiren ve onlara yalnızca sağladığı fayda veya çıkar açısından bakan felsefi akımdır. Bu düşüncenin temel ilkeleri özet olarak aşağıdaki gibidir. Ezeli ve ebedi değer yoktur. İnsan, deneyimleri ile kendi değerlerini kendisi yaratır. Gerçeğin kendisi insan yapımıdır ve bu nedenle mutlak gerçek diye bir şey olamaz. İnsanın amacını ve arzularını yerine getiren ve hayatını geliştiren her şey doğrudur. Gerçek uygulamada tatmin edici sonuçlar verdiği kadar gerçektir. İnsanın gücü çok önemlidir. Güç, insanın kendi gelişimi ve toplumun refahı için faydalı, yararlı ve elverişli bir çevre yaratabilmesini sağlar. Hiçbir şey sabit ve mutlak değildir. Her şey büyür, değişir ve gelişir. Her şey değişim sürecinde olduğu için insan hayatı da değişim içinde olması gerekir. Gelecek, bugüne göre daha yararlı ve parlaktır. Bu nedenle iyimser, gelişimci ve ilerici olmak esastır. Deneyim, pratik sonuçları bulmak ve test etmek demektir. Faydalı bulunmayan sonuçlar kabul edilmez. İyi ve güzel olan ancak test edildikten sonra faydalı bulunan şeydir. Bir ilkenin gerçekliği onun yararlılığında yatar. Bu nedenle günlük hayatta yararlı olan şeyler ve fikirler uygundur ve doğrudur. Bir şey doğrudur çünkü faydalıdır. Felsefe sadece geçmişin bilgeliği olamaz. Felsefe hayatın pratik problemlerinin çözümüne yardımcı ve faydalı olan felsefedir.  Pasif bir sorgulama veya tefekkür felsefe olamaz. Fikirden çok eylem önemlidir. Fikirler eylemlerden doğar ve sonuçların faydalı olup olmadığına göre kabul edilir veya reddedilir. Yaparak öğrenme önemlidir. İnsanın kişilik gelişimi çevre ile etkileşimine ve çevresine uyum sağlamaya çalışmasına bağlıdır. Uyum sonrasında da çevresini kendi ihtiyaç, amaç ve isteklerine göre şekillendirmeye çalışır. Gerçeklik, yapım ve inşa demektir. Kişinin amacını gerçekleştiren ve hayatını geliştiren her şey doğrudur. Gerçeklik, gelenekçiliğe ve mutlaklığa karşı çıkmak demektir. Makyavelizme gelince, zamanımızın her kademedeki yöneticilerinin tutum ve davranışlarınde belirleyici olan çıkarcılığın temelidir. Çııkarcılığın, yönetim boyutuna aktarılmış olan temel ilkelerinden biri, çoğu veya hepsi  olması mümkündür. Burada dikkat çeken unsur, bu ilkelerin zamanımızdan 500 yıldan fazla bir süre önce Niccolo Machiavelli (1469-1527) tarafından Hükümdar (The Prince) adlı kitapta yer almasıdır.  İtalyan Rönesans hareketinin öncülerinden Machiavelli düşünür, devlet adamı, askerî stratejist, şair ve oyun yazarı olmanın yanında önemli devlet adamlarındandır. Dikkatli bir okuyucu farklı bir zaman diliminde, zamanımızdan 500 yıldan fazla bir süre önce ve farklı bir coğrafyada yazılmış olsa da bu ilkelerin her birini okuduğunda içinde bulunduğumuz zaman diliminde etrafta bu ilkeleri uygulayan ne kadar çok sayıda çıkarcı veya Makyavelist yönetici olduğunu belirleyebilir. Hükümdar adlı kitapta yer alan ve günümüzde de geçerli uluduğunu düşündüğüm için seçilen ve Türkçeye tercüme edilen geçen ilkelerden bazıları alfabetik sıraya göre aşağıda verilmektedir. Ayrıca, günümüzde artık Hükümdar yerini lider veya yöneticiye bıraktığı için Hükümdar yerine Yönetici terimini kullanmak daha uygun olacaktır. Artık her yönetici kendi çapında kendisini Hükümdar olarak görmektedir. Adi kalabalık her zaman görünüşe aldanır ve dünya genel olarak bu bayağılardan oluşur. Akıllı bir adam, her zaman büyük adamların geçtiği yolları izlemeli ve üstün olanları taklit etmelidir, böylece yeteneği onlarınkine eşit değilse bile, en azından onun tadına varabilir. Akıllı bir Yönetici, bu tür bazı kurallara uymalı ve barış zamanlarında asla boş durmamalı. Kaynaklarını sıkıntı anında kullanabileceği şekilde gayretle artırmalıdır. Aldatmayla kazanılabilecek bir şeyi asla zorla kazanmaya kalkışma. Aptalın sonunda yaptığını akıllı adam hemen yapar. Aslan kendini tuzaklardan, tilki de kurtlardan koruyamaz. Bu nedenle, tuzakları tanımak için tilki, kurtları korkutmak için aslan olmak gerekir. Aşk ve korku bir arada pek var olamayacağına göre, aralarından seçim yapmak zorunda kalırsak, korkulmak sevilmekten çok daha güvenlidir. Başkasının güçlü olmasına (iktidara gelmesine) sebep olan kişi kendisini mahvetmiştir. Bilgelik, belanın doğasını nasıl ayırt edeceğini bilmekten ve daha az kötüyü seçmekten oluşur. Bir devlet planlayan ve onun için yasalar düzenleyen kişi, insanların kötü olduklarını ve özgür hareket alanı buldukları zaman ruhlarındaki kötülüğe göre davranacaklarını önceden varsayması gerekir. Bir Yöneticinin başka bir amacı ya da başka bir düşüncesi olmamalıdır… Sadece savaş, kurumları ve disiplini; çünkü emir verene yakışan tek sanat budur. Bir Yöneticinin zekasını tahmin etmenin ilk yöntemi, etrafındaki adamlara bakmaktır. Bu yüzden tuzakları keşfetmek için tilki, kurtları korkutmak için aslan olmak gerekir. Çünkü üç sınıf akıl vardır: Kendi kendine idrak eden; başkalarının anladığını takdir eden bir başkası ve ne kendi kendine ne de başkalarının göstermesiyle kavrayamayan bir üçüncüsü; birincisi en mükemmelidir, ikincisi iyidir, üçüncüsü yararsızdır. Eğer bir adama bir zarar verilmesi gerekiyorsa, bu o kadar şiddetli olmalıdır ki, intikamından korkulmasına gerek duyulmasın. Eğer yerinde olunursa, bozukluklar ortaya çıktıkça görülür ve çabucak düzeltilebilir; ama eğer biri yakın değilse, ancak büyük olduklarında duyulurlar ve o zaman kimse onlara çare bulamaz. Halkın lütfuyla Yönetici olan kişi, onlarla her zaman iyi ilişkiler içinde olmalıdır; bunu yapması kolay, çünkü tek istedikleri ezilmemektir. Hayatımızın kum saatinden ne kadar çok kum kaçarsa, onun içini o kadar net görebiliriz. Her zaman iyi olmaya çalışan herhangi bir adam, iyi olmayan çok sayıda kişi arasında mahvolmaya mahkumdur. Bu nedenle, otoritesini korumak isteyen bir Yönetici, nasıl iyi olunmayacağını öğrenmeli ve bu bilgiyi kullanmalı veya gerektiğinde kullanmaktan kaçınmalıdır. Hiçbir şey, kendi gücüne dayanmayan bir iktidarın ünü kadar zayıf ve değişken değildir. İnsanlar genellikle elden çok gözle yargılar, çünkü herkes görebilir ve çok azı hissedebilir. Herkes senin nasıl göründüğünü görür, çok azı senin ne olduğunu gerçekten bilir. İnsanlar her zaman bir ve aynı doğayla doğar, yaşar ve ölürler. İnsanların sana doğruyu söylemenin seni gücendirmeyeceğini anlamalarını sağlamaktan başka kendini dalkavukluktan korumanın yolu yoktur. İnsanlığın genel olarak kararsız, ikiyüzlü ve çıkar hırsı içinde olduğunu söyleyebiliriz. İstek büyük olduğunda, zorluklar büyük olamaz. Korkmak sevilmekten çok daha güvenlidir, çünkü ... aşk, insanların bayağılığı nedeniyle her fırsatta kendi çıkarları için kopan yükümlülük bağıyla korunur; ama korku sizi asla sonu gelmeyen bir ceza korkusuyla korur. Nasıl manzara resmi yapanlar, dağların ve yüksek yerlerin yapısını gözlemlemek için ovada alçak bir konumda duruyor ve alçak yerlerin yapısını gözlemlemek için dağların tepesine çıkıyorlarsa, aynı şekilde halkların yapısını iyi tanımak için Yönetici olmak ve Yöneticilerin yapısını iyi tanımak için de halktan biri olmak gerekir. Nasıl yaşadığımız, nasıl yaşamamız gerektiğinden o kadar farklıdır ki, yapılandan çok yapılması gerekeni inceleyen kişi, hayatta kalmaktansa düşüşünün yolunu öğrenecektir. Senin nasıl göründüğünü herkes görüyor, ancak çok az sayıda kişi senin gerçekten ne olduğunu bilir.  Ve bu çok az sayıda kişi, kendilerini savunmak için devletin görkemine sahip olan çok sayıda kişinin görüşüne karşı çıkmaya cesaret edemez.   Sonuç olarak, başkalarının kolları ya sırtınızdan düşer ya size ağırlık verir ya da sizi sıkıca bağlar. Statükonun korunmasıyla ilgilenmiyorum; onu devirmek istiyorum. Sürekli başarıyı arzulayan kişi davranışını zamana göre değiştirmelidir. Tehlike olmadan (risk almadan) hiçbir zaman büyük bir şey başarılamamıştır. Tuzakları fark etmek için tilki, kurtları korkutmak içinse aslan olmak gerekir. Yeni bir düzenin getirilmesine liderlik etmekten, ele alması daha zor, yapması daha tehlikeli veya başarısında daha fazla belirsizlik olan bir şey yoktur. Yönetici, aklını kullanmak için tarih okumalı ve orada ünlü adamların eylemlerini incelemeli. Yöneticinin eski yönetimden memnun olan ve bu nedenle kendisine düşman olanlardan dost edinmesinin daha kolay olduğu görülecektir. Sonuç olarak; mevcut çıkarcı yöneticilerin dostlarını zarar vermeyeceklerinden emin oldukları için kendilerinden uzak tutmaları çok ters bir durum değildir. Önemli olan kendilerine düşman veya rakip olanları kendilerine bağlamanın ve onların güveninin kazanmanın yollarını bulmaktır. Onlara çıkar sağlayarak kendilerine bağlamak en pragmatist yol olarak görünmektedir. Kendilerinden uzaklaştırılan dostun sürekli zararsız olacağını düşünmek bir sanrı olarak kalacağı gibi yakınlaştırılan düşman veya rakibin de dost olacağını düşünmek de bir sanrıdır. Sanrılar üzerine kurulan bir yönetim biçimi de çıkar kaynağı sona erince kendiliğinden yıkılacaktır. Sanrılar Şizofrenili hastalarda sarsılmaz ve değiştirilemez bir inançtır. Yöneticinin sanrılarla karar vermesi Şizofreni belirtisidir.
Ekleme Tarihi: 11 Kasım 2024 - Pazartesi
Akay ERDEMLİ

Çıkarcılık, Makyavelizm ve Sanrılar

Pragmatizm, Amerikalı filozof William James (1842-1910) tarafından felsefi bir sistem olarak gündeme getirilmiştir. Doğruluğu ve gerçekliği tek yanlı olarak, yalnızca eylemlerin sonuçları ile değerlendiren ve onlara yalnızca sağladığı fayda veya çıkar açısından bakan felsefi akımdır. Bu düşüncenin temel ilkeleri özet olarak aşağıdaki gibidir.

  • Ezeli ve ebedi değer yoktur. İnsan, deneyimleri ile kendi değerlerini kendisi yaratır. Gerçeğin kendisi insan yapımıdır ve bu nedenle mutlak gerçek diye bir şey olamaz. İnsanın amacını ve arzularını yerine getiren ve hayatını geliştiren her şey doğrudur. Gerçek uygulamada tatmin edici sonuçlar verdiği kadar gerçektir.

  • İnsanın gücü çok önemlidir. Güç, insanın kendi gelişimi ve toplumun refahı için faydalı, yararlı ve elverişli bir çevre yaratabilmesini sağlar.

  • Hiçbir şey sabit ve mutlak değildir. Her şey büyür, değişir ve gelişir. Her şey değişim sürecinde olduğu için insan hayatı da değişim içinde olması gerekir. Gelecek, bugüne göre daha yararlı ve parlaktır. Bu nedenle iyimser, gelişimci ve ilerici olmak esastır.

  • Deneyim, pratik sonuçları bulmak ve test etmek demektir. Faydalı bulunmayan sonuçlar kabul edilmez. İyi ve güzel olan ancak test edildikten sonra faydalı bulunan şeydir. Bir ilkenin gerçekliği onun yararlılığında yatar. Bu nedenle günlük hayatta yararlı olan şeyler ve fikirler uygundur ve doğrudur. Bir şey doğrudur çünkü faydalıdır.

  • Felsefe sadece geçmişin bilgeliği olamaz. Felsefe hayatın pratik problemlerinin çözümüne yardımcı ve faydalı olan felsefedir.  Pasif bir sorgulama veya tefekkür felsefe olamaz. Fikirden çok eylem önemlidir. Fikirler eylemlerden doğar ve sonuçların faydalı olup olmadığına göre kabul edilir veya reddedilir. Yaparak öğrenme önemlidir.

  • İnsanın kişilik gelişimi çevre ile etkileşimine ve çevresine uyum sağlamaya çalışmasına bağlıdır. Uyum sonrasında da çevresini kendi ihtiyaç, amaç ve isteklerine göre şekillendirmeye çalışır.

  • Gerçeklik, yapım ve inşa demektir. Kişinin amacını gerçekleştiren ve hayatını geliştiren her şey doğrudur. Gerçeklik, gelenekçiliğe ve mutlaklığa karşı çıkmak demektir.

Makyavelizme gelince, zamanımızın her kademedeki yöneticilerinin tutum ve davranışlarınde belirleyici olan çıkarcılığın temelidir. Çııkarcılığın, yönetim boyutuna aktarılmış olan temel ilkelerinden biri, çoğu veya hepsi  olması mümkündür. Burada dikkat çeken unsur, bu ilkelerin zamanımızdan 500 yıldan fazla bir süre önce Niccolo Machiavelli (1469-1527) tarafından Hükümdar (The Prince) adlı kitapta yer almasıdır.  İtalyan Rönesans hareketinin öncülerinden Machiavelli düşünür, devlet adamı, askerî stratejist, şair ve oyun yazarı olmanın yanında önemli devlet adamlarındandır.

Dikkatli bir okuyucu farklı bir zaman diliminde, zamanımızdan 500 yıldan fazla bir süre önce ve farklı bir coğrafyada yazılmış olsa da bu ilkelerin her birini okuduğunda içinde bulunduğumuz zaman diliminde etrafta bu ilkeleri uygulayan ne kadar çok sayıda çıkarcı veya Makyavelist yönetici olduğunu belirleyebilir.

Hükümdar adlı kitapta yer alan ve günümüzde de geçerli uluduğunu düşündüğüm için seçilen ve Türkçeye tercüme edilen geçen ilkelerden bazıları alfabetik sıraya göre aşağıda verilmektedir. Ayrıca, günümüzde artık Hükümdar yerini lider veya yöneticiye bıraktığı için Hükümdar yerine Yönetici terimini kullanmak daha uygun olacaktır. Artık her yönetici kendi çapında kendisini Hükümdar olarak görmektedir.

  • Adi kalabalık her zaman görünüşe aldanır ve dünya genel olarak bu bayağılardan oluşur.

  • Akıllı bir adam, her zaman büyük adamların geçtiği yolları izlemeli ve üstün olanları taklit etmelidir, böylece yeteneği onlarınkine eşit değilse bile, en azından onun tadına varabilir.

  • Akıllı bir Yönetici, bu tür bazı kurallara uymalı ve barış zamanlarında asla boş durmamalı. Kaynaklarını sıkıntı anında kullanabileceği şekilde gayretle artırmalıdır.

  • Aldatmayla kazanılabilecek bir şeyi asla zorla kazanmaya kalkışma.

  • Aptalın sonunda yaptığını akıllı adam hemen yapar.

  • Aslan kendini tuzaklardan, tilki de kurtlardan koruyamaz. Bu nedenle, tuzakları tanımak için tilki, kurtları korkutmak için aslan olmak gerekir.

  • Aşk ve korku bir arada pek var olamayacağına göre, aralarından seçim yapmak zorunda kalırsak, korkulmak sevilmekten çok daha güvenlidir.

  • Başkasının güçlü olmasına (iktidara gelmesine) sebep olan kişi kendisini mahvetmiştir.

  • Bilgelik, belanın doğasını nasıl ayırt edeceğini bilmekten ve daha az kötüyü seçmekten oluşur.

  • Bir devlet planlayan ve onun için yasalar düzenleyen kişi, insanların kötü olduklarını ve özgür hareket alanı buldukları zaman ruhlarındaki kötülüğe göre davranacaklarını önceden varsayması gerekir.

  • Bir Yöneticinin başka bir amacı ya da başka bir düşüncesi olmamalıdır… Sadece savaş, kurumları ve disiplini; çünkü emir verene yakışan tek sanat budur.

  • Bir Yöneticinin zekasını tahmin etmenin ilk yöntemi, etrafındaki adamlara bakmaktır.

  • Bu yüzden tuzakları keşfetmek için tilki, kurtları korkutmak için aslan olmak gerekir.

  • Çünkü üç sınıf akıl vardır: Kendi kendine idrak eden; başkalarının anladığını takdir eden bir başkası ve ne kendi kendine ne de başkalarının göstermesiyle kavrayamayan bir üçüncüsü; birincisi en mükemmelidir, ikincisi iyidir, üçüncüsü yararsızdır.

  • Eğer bir adama bir zarar verilmesi gerekiyorsa, bu o kadar şiddetli olmalıdır ki, intikamından korkulmasına gerek duyulmasın.

  • Eğer yerinde olunursa, bozukluklar ortaya çıktıkça görülür ve çabucak düzeltilebilir; ama eğer biri yakın değilse, ancak büyük olduklarında duyulurlar ve o zaman kimse onlara çare bulamaz.

  • Halkın lütfuyla Yönetici olan kişi, onlarla her zaman iyi ilişkiler içinde olmalıdır; bunu yapması kolay, çünkü tek istedikleri ezilmemektir.

  • Hayatımızın kum saatinden ne kadar çok kum kaçarsa, onun içini o kadar net görebiliriz.

  • Her zaman iyi olmaya çalışan herhangi bir adam, iyi olmayan çok sayıda kişi arasında mahvolmaya mahkumdur. Bu nedenle, otoritesini korumak isteyen bir Yönetici, nasıl iyi olunmayacağını öğrenmeli ve bu bilgiyi kullanmalı veya gerektiğinde kullanmaktan kaçınmalıdır.

  • Hiçbir şey, kendi gücüne dayanmayan bir iktidarın ünü kadar zayıf ve değişken değildir.

  • İnsanlar genellikle elden çok gözle yargılar, çünkü herkes görebilir ve çok azı hissedebilir. Herkes senin nasıl göründüğünü görür, çok azı senin ne olduğunu gerçekten bilir.

  • İnsanlar her zaman bir ve aynı doğayla doğar, yaşar ve ölürler.

  • İnsanların sana doğruyu söylemenin seni gücendirmeyeceğini anlamalarını sağlamaktan başka kendini dalkavukluktan korumanın yolu yoktur.

  • İnsanlığın genel olarak kararsız, ikiyüzlü ve çıkar hırsı içinde olduğunu söyleyebiliriz.

  • İstek büyük olduğunda, zorluklar büyük olamaz.

  • Korkmak sevilmekten çok daha güvenlidir, çünkü ... aşk, insanların bayağılığı nedeniyle her fırsatta kendi çıkarları için kopan yükümlülük bağıyla korunur; ama korku sizi asla sonu gelmeyen bir ceza korkusuyla korur.

  • Nasıl manzara resmi yapanlar, dağların ve yüksek yerlerin yapısını gözlemlemek için ovada alçak bir konumda duruyor ve alçak yerlerin yapısını gözlemlemek için dağların tepesine çıkıyorlarsa, aynı şekilde halkların yapısını iyi tanımak için Yönetici olmak ve Yöneticilerin yapısını iyi tanımak için de halktan biri olmak gerekir.

  • Nasıl yaşadığımız, nasıl yaşamamız gerektiğinden o kadar farklıdır ki, yapılandan çok yapılması gerekeni inceleyen kişi, hayatta kalmaktansa düşüşünün yolunu öğrenecektir.

  • Senin nasıl göründüğünü herkes görüyor, ancak çok az sayıda kişi senin gerçekten ne olduğunu bilir.  Ve bu çok az sayıda kişi, kendilerini savunmak için devletin görkemine sahip olan çok sayıda kişinin görüşüne karşı çıkmaya cesaret edemez.  

  • Sonuç olarak, başkalarının kolları ya sırtınızdan düşer ya size ağırlık verir ya da sizi sıkıca bağlar.

  • Statükonun korunmasıyla ilgilenmiyorum; onu devirmek istiyorum.

  • Sürekli başarıyı arzulayan kişi davranışını zamana göre değiştirmelidir.

  • Tehlike olmadan (risk almadan) hiçbir zaman büyük bir şey başarılamamıştır.

  • Tuzakları fark etmek için tilki, kurtları korkutmak içinse aslan olmak gerekir.

  • Yeni bir düzenin getirilmesine liderlik etmekten, ele alması daha zor, yapması daha tehlikeli veya başarısında daha fazla belirsizlik olan bir şey yoktur.

  • Yönetici, aklını kullanmak için tarih okumalı ve orada ünlü adamların eylemlerini incelemeli.

  • Yöneticinin eski yönetimden memnun olan ve bu nedenle kendisine düşman olanlardan dost edinmesinin daha kolay olduğu görülecektir.

Sonuç olarak; mevcut çıkarcı yöneticilerin dostlarını zarar vermeyeceklerinden emin oldukları için kendilerinden uzak tutmaları çok ters bir durum değildir. Önemli olan kendilerine düşman veya rakip olanları kendilerine bağlamanın ve onların güveninin kazanmanın yollarını bulmaktır. Onlara çıkar sağlayarak kendilerine bağlamak en pragmatist yol olarak görünmektedir.

Kendilerinden uzaklaştırılan dostun sürekli zararsız olacağını düşünmek bir sanrı olarak kalacağı gibi yakınlaştırılan düşman veya rakibin de dost olacağını düşünmek de bir sanrıdır. Sanrılar üzerine kurulan bir yönetim biçimi de çıkar kaynağı sona erince kendiliğinden yıkılacaktır. Sanrılar Şizofrenili hastalarda sarsılmaz ve değiştirilemez bir inançtır. Yöneticinin sanrılarla karar vermesi Şizofreni belirtisidir.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve torostimes.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.