Tarih konusuna meraklı olan herkes Muazzez İlmiye Çığ’ın ismini duymuştur. Çığ, bazı zamanlar yaptığı çalışmalarıyla değil, İslam’a dair birtakım beyanatlarıyla tepkileri toplamıştı. Nitekim kendisi bir bilim insanından çok Kemalist rejimin hayali düşünceleri desteklemeye dönük tezlerini meşrulaştırma amacını güden bir kütüphane memuru idi. Ehliyet, Liyakat Nerede Kaldı? Son yıllarda hükümeti ehliyet-liyakate önem vermemekle suçlayan muhalif cenah, ne hikmetse Çığ konusunda savunma pozisyonunda kalmayı tercih etti. İğneyi kendine çuvaldızı başkasına batırmak gerekirdi. Biz bu memlekette adil bir yaklaşım benimsemedikçe asla dürüstlük adına konuşamayız. Araştırmacı Çığ’ın ölümünden önce de bu bilgiler malumumuzdu. Fakat pek gündem olmadı. Hakkında söylenenlerin gündem olmasında esas neden onun ölümü oldu. Böylece birçok konu kamuoyunun dikkatini çekti. Ne yani, bugüne kadar gündem olmayan doğruların halka sunulmaması mı gerekiyordu? Bu hikâyeleri geçelim. Muazzez hanımın akademik anlamda bir geçmişi olmamasına rağmen kendisini yıllarca profesör olarak tanıtmasına ne demeli? Bu ülkenin cumhurbaşkanını yıllardır sahte diploma (!) söylemleriyle eleştirmiş ve hakarete varıncaya kadar yermiştiniz. Öyle değil mi? Eleştiri kültürü önemli. Ama sokak ağzıyla eleştiriyi kabul etmiyorum. Mantıktan ve ahlaktan uzak olan hiçbir fikri hoş göremeyiz. Muazzez hanımın savunulacak bir yönü yok. Bu konuda kendinizi zorlamayın. Cenaze Namazını Kim Kıldırdı? Son yıllarda radikal söylemleriyle tanınan ve profesör unvanıyla kamuoyunun tanıdığı Çığ, aslında hiçbir unvana sahip değil. Öyle anlatıldığı gibi Sümerolog falan da değil. Muazzez hanım sözde akademik çalışmaları kadar cenaze namazıyla da gündeme oturdu. Muazzez hanımın din karşıtlığına endekslenen söylemlerinin İslami camiada reaksiyona sebebiyet verdiği bilinmekteydi. Cenaze namazının kılınması gündeme geldiğinde din adamlarının kahir ekseriyetinin cenaze namazı kılınmaz kanaati nedeniyle Çığ’ın cenaze namazını kıldırmaya yanaşmadıkları biliniyordu. Böylece cenaze töreni için alternatif arayışına girişildi ve daha önce diyanet personeli olan Fahrettin Konca’nın namazı kıldırması kararlaştırıldı. Kim Bu Konca? Daha önce Diyanet bünyesinde görev alan Konca, Hac ve Umre organizasyonlarını Süleymancılar olarak bilinen cemaatine yakın bir acenteye yönlendirdiği için usulsüz olarak maddi çıkar sağladığı saikiyle kınama cezası almış ve bunun üzerine Çankırı’da imam hatip olarak görevlendirilmişti. Ne ilginçtir ki Konca, birkaç ay sonra söz konusu görevinden istifa ederek Diyanet’le olan tüm bağını koparmıştı. Öte yandan Konca, Diyanet görevinden ayrıldıktan sonra Burhanettin Kocamaz’ın Mersin Büyükşehir Belediye başkanlığı döneminde belediyeye alındı. Daha önceki seçimlerde Süleymancılar olarak tanımlanan cemaatin seçim konusunda İYİ Parti ve CHP’ye oy topladığı ve hatta cemaat mensuplarının Kabe’de iken CHP’ye oy istedikleri ortaya çıkmıştı. Konca’nın da Çığ’ın cenaze namazını kılma konusundaki kararı, farklı bir tartışmayı beraberinde getirdi. Nitekim normal bir imam, Muazzez İlmiye Çığ'ın namazını kıldırmazdı zaten!