Mersin’de 31 Mart yerel seçiminden sonra elde ettiği başarının yanı sıra birlikte çalışmalarıyla da göz dolduran Büyükşehir Belediye başkanı sayın Vahap Seçer, hız kesmeden görevine devam ediyor. Yeni başkanlık döneminde büyük projeleri hayata geçirmeye çalışan Başkan Seçer, çalışmalarını engellemeye yönelik tüm oyunları da bir bir ekarte ediyor. Bir yandan hizmet çalışmaları sürerken diğer taraftan Mersin’in ihya edilmesi adına gerçekleşen toplantılara iştirak ediyor.
Başkan Seçer Ekonomi Zirvesi'nde
Ticaret Bakanlığı’nın himayesi ve Mersin Valiliği’nin koordinesiyle kentimizin sorunlarının görüşüldüğü bir ekonomi zirvesi gerçekleştirildi. Bu kapsamda sayın Vahap Seçer toplantıya iştirak ederek belediye işleri ve kentimize yapılması gereken yatırımları tek tek kamuoyunun bilgisine sundu. Makam koltuğuna yapışan ve rahatına düşkün nice belediye başkanı biliriz. Vahap Başkan farklı biri. Bu şehrin birçok eksikliğini masaya yatırdı. Başkanın konuşmalarında herhangi bir danışmandan yardım almadığı nasıl da belli oluyor. Sayın Vahap Seçer, bu eksiklikleri yakından takip ettiğini ve konuya vakıf olduğunu konuşmalarından rahatlıkla çıkarıyorsunuz. Valilik ve bakanlık yetkililerinin de hazır bulunduğu toplantıda bazı rahatsızlıklarını net bir şekilde dile getiren Vahap Başkan açıkça destek talep ediyor. Bazı yetkililerin meseleyi kulak arkası edip edemeyeceğini şimdiden kestirmek mümkün değil.
Ne var ki Başkan Seçer’e göre Mersin üvey evlat muamelesi görüyor. Nasıl mı? Birçok yatırım için gerekli olan hükümet desteği uzun zamandır bazı birimler nezdinde bekletiliyor. Dolayısıyla şehrimizin hak ettiği yatırımların gerçekleşmesi noktasında bazı pürüzler yaşanıyor. Ya da bazı iddialar doğrultusunda ‘’seçim sonuçlarından dolayı Mersinlilerden intikam mı alınıyor?’’ diye sorası geliyor insanın!
Bu Toplantı Çok Önemli. Ama…
Başkan Seçer toplantının şehrimiz için hayati bir gelişme olduğunu vurgularken yerel yönetim ile merkezi hükümet arasında olması gereken koordinasyona işaret etti. Buna ek olarak sivil-toplum kuruluşlarının etkin olmalarının kentin gelişimine olan pozitif etkisine değindi. Başkanın açıkça söylemek istediği bir şeyler var, doğru. Fakat başkan söylemesi gerektiği hususları sorunlar üzerinden açıklamayı daha doğru buluyor. Çünkü muhatabının somut örnekler üzerinden ikna edilebileceğini biliyor. Belediyeler içme suyu, kanalizasyon, arıtma ve altyapı işleri için finans kaynakları ve uygun krediler bulmazsa yatırım gerçekleştiremezler!
Açıklamalarında hükümetin üzerine düşen görevi yerine getirmesine ve yatırım kapsamındaki işlemleri hızlandırması gerektiğine de yer verdi. Bu kapsamda Çeşmeli-Taşucu otoyolunun bir an önce bitirilmesi gerektiğini kaydetti. Başkan sadece kendi işini değil aynı zamanda hükümetin de işlerini yakından takip ettiğini fark ediyorsunuz değil mi? Nitekim söz konusu yatırımların belediye işlerine de taalluk ettiğini çok iyi biliyor. Başkanın şu cümlesi salondakilerde soğuk duş etkisi yapıyor: ‘’Akbelen Mezarlığı’nın üst tarafında Karayollarının yaptığı bir katlı kavşak var. Adana’ya, Kayseri’ye, Ankara’ya ya da İstanbul’a gidin kaç tane Karayolları damgası olan bu tip yapı olduğunu görürsünüz; ama Mersin de üvey evlat değil, herkes konuşacak.’’
Konuşabilen oldu mu? Hayır. Senden başka konuşan olmadı Vahap Başkan. Sebebi aslında Başkan Seçer’in şu ifadelerinde saklı: ‘’Mersin üvey evlat değildir.’’ Farklı şehirlerde bahsi edilen birçok yapılan varken Mersin’in bundan mahrum kaldığını itiraf ediyor.
Başkanın başka bir derdi daha var: Mersin’in çeşitli ilçelerinin kanalizasyon sorununun çözümü için gerekli olan kredi Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nda bekliyor. Beklemekle sorun mu çözülüyor? Mersin’in 50 yıllık çevre kirliliği sorununu çözecek bir proje neden bekletiliyor, biliyorum. ‘’Vahap başkan çalışmıyor’’ algısını yapmak için olabilir mi? Öyle iddia ediliyor.
Vahap Başkan Lafı Gediğine Koyuyor. Ama…
Vahap Seçer belediye başkanlığı sürecinde hiçbir şekilde siyasi ve ideolojik tartışmalara girişmedi. Mersin’i ve Mersinlileri siyaset üstü bir konumda tuttu. Belediye işlerinde de benzer tartışmalardan kaçındı. Herkese hizmet götürdü. Hemen her toplantıda partici bir söylemde bulunmadı. Her zaman kucaklayıcı ve yapıcı oldu. Ekonomi zirvesinde de parti ve ittifak vurgusundan uzak kalarak hizmet etmenin üstün bir meziyet olduğuna değindi. Bakın, particilikten ve parti işlerinden bahseden bir başkan değil kendisi. Ancak, her fırsatta Vahap Seçer yönetimindeki Mersin Büyükşehir Belediyesi AK Partili belediyelere nazaran geri planda tutuluyor. Bunu aşmak için Vahap Başkan, iktidar partisine mensup milletvekillerinden destek talep ediyor: ‘’Bu konu daha çok sizi ilgilendiriyor.’’ Bu kent hepimizin. Yatırımlara partilerin hizmeti gözüyle bakılmamalı. Bu yatırımlar burada kalacak. Nezaket, mesuliyet ve siyaset adına hakikaten samimi sözler bunlar. Uzatılan el karşılık bulacak mı bilmiyorum. Fakat tek temennim Mersin’in birilerinin engellemelerinden dolayı yatırımlardan mahrum kalmamasıdır.
Engel Olmayın Artık!
Mersin’in bekletilen kredilerine ek olarak bazı yatırımlar için de destek bekleniyor. DSİ’nin Pamuklu Barajı konusunda bütçe desteğini artırması gerekiyor. Şehrimiz için hayati öneme sahip barajın bir an önce eksiklerinin giderilmesi şart. Çeşitli bürokratik sorunların varlığından dolayı projenin tamamlanması noktasında sorunlar yaşanıyor. Kim bu bürokrasiyi idare ediyor dersiniz, neden? Herkes biliyor.
Mersin’in en büyük yatırımı hafif raylı sistem konusuna gelecek olursak… Hafif raylı sistemin inşa edilmesi çalışmaları sayın Vahap Seçer döneminde başlatıldı. Ancak maliyet artıyor. Başkanın cümlelerinde yer alan bir vurgu dikkatimi çekti: ‘’Ben Hazine’den kefalet veya para istemiyorum. Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası bunu rahatlıkla finanse edeceğini söylüyor.’’ Bu cümlenin ne anlama geldiğini gayet iyi biliyoruz. Fakat Vahap Seçer tüm zorluklara, yalnızlaştırmalara, engellemelere ve oyunlara rağmen Mersin’in layık olduğu en iyi hizmeti kente sunuyor.
Bir kentin sorunlarına bu denli vakıf ve azimli bir belediye başkanı tanımadım. Şehrin gelişimi ve yeniden inşa işini belediye başkanlığı mesuliyetinden ziyade tutkuyla gerçekleştirmek isteyen bir emektardır. Ailece bu işi yürütmeye çalışıyorlar.
Bunca destekten yoksunluğa rağmen şehre yapılan güzellikleri görüyoruz; bir de hükümetin ciddi desteği olsa neler yapılmaz ki!