Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam
Dr. Mehmet ŞAHİN
Köşe Yazarı
Dr. Mehmet ŞAHİN
 

İdealizm ve Ülkücülük

Günlük dilde idealist terimi temelde iki anlamlarda kullanılmaktadır. Birinci olarak, idealist terimi, yüksek ahlaki, estetik ve dinsel ölçütleri benimseyen ve onları yaşayan kişi için kullanılmaktadır. İkinci olarak, henüz mevcut olmayan bir plan ya da programı savunan ve bunları gerçekmiş gibi gözünde canlandırabilen kişi için kullanılmaktadır. Mevcut sosyal düzenden memnun olmayan ve henüz mevcut olmasa da gelecekte var olması hayali ve bu hayali destekleyen kişi idealist kişidir. Yeryüzüne barış egemen olmasını savunmak veya kendi ülkesinin lider ülke olması gerektiğini söylemek ve bunu savunmak idealist birini işidir. Bu bağlamda, Türk kültür tarihi içinde Ziya Gökalp (1876-1924) "millî mefkure (ülkü)" terimini kullanmış, Nihal Atsız (1905-1975) ve diğer Türkçüler de "millî ülkü" terimlerini kullanmışlardır. Burada kullanılan Ülkü ve Mefküre terimi, ideal demektir ve bu bakımdan ülkücülük, idealizm teriminin karşılığıdır. Bu nedenle, temelde geleceğe yönelik bir amacı olan ve ulaşmak istediği bir hedefi olan kişi idealist kişi olarak bilinmektedir. Nurettin Topçu (1909-1975) yaşadığı dönemde, Türkiye’nin kapitalist ekonomik sistem ve ahlâk anlayışını eleştirmiştir. Amerikan sempatizanlığının yaygınlaşmaya başladığı bir dönemde, İslâm ve Anadolu sosyalizmi, Anadolu İrfanı üzerinde durarak, maarif, mektep ve din eğitimi konularını ele almıştır. Sabırlı ve azimli, gösterişsiz çalışan, ruh cephesinin “maden işçileri” olacak nitelikte idealist bir nesil yetiştirme ülküsünü özellikle Yarınki Türkiye adlı eserinde işlemiştir.   Felsefede idealizm terimi ise ‘idea’ ile ilişkilidir ve idealizm, gerçekliğin, beş duyu ile tespit edilen nesneler ve güçlerden çok, düşüncelerden, idealardan oluştuğunu savunan bir felsefe akımıdır. İdealizme göre, genel olarak bizim dışımızdaki nesnelerin varlığı şüphelidir ve bilinemez. Ben-olmayanın yani nesnenin (object) bilen Ben’e yani Özneye (subject) bağlı olduğunu savunmaktadır. Burada nesnenin varlığının özneye bağlı olduğu, asıl var olanın nesne değil onu var eden özne olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda insanı var eden akıl ve zihin ürünlerine gönderme yaparken nesne doğal hayatta var olan ve maddi olarak tespit edilebilen varlıklara gönderme yapmaktadır.  Gerçek olanın ve gerçekten var olanın insanı insan yapan zihindeki soyut düşünceler, ilkeler ve kavramlar olduğunu kabul eden idealizm, bu durumu genel olarak beden ve zihin ilişkisi üzerinden açıklamaktadır. Burada dikkat çeken şey ise zihin ile ruhun aynı anlamda kullanılmasıdır. O dönem filozoflarının kullandığı ruh terimi zihin olarak kullanılmıştır. Bedene göre zihin veya ruh önceliklidir. Teistik idealizme göre ise en öncelikli olan Tanrıdır. Sübjektif idealizm adı verilen idealizm anlayışına göre maddi cisimler ve işlemler zihinden bağımsız varlık gösteremezler ve varlık halinde iken zihinden bağımsız olamazlar. Bu gerçeklik insanın amaçlarını ve değerlerini ifade eder ve bu bakımdan gerçeklik ile ilgili kavramlarımız cismin kendisinden çok zihin tarafından belirlenir. Bu ise objektif idealizmdir. İdealistlere göre, dünyada organik bir bütünlük vardır ve bu bütünlük, bütünlüğü oluşturan parçaların toplamında daha fazladır. Bütünü oluşturan parçaların toplamı bütünün kendisi olamaz.
Ekleme Tarihi: 14 Şubat 2025 - Cuma
Dr. Mehmet ŞAHİN

İdealizm ve Ülkücülük

Günlük dilde idealist terimi temelde iki anlamlarda kullanılmaktadır. Birinci olarak, idealist terimi, yüksek ahlaki, estetik ve dinsel ölçütleri benimseyen ve onları yaşayan kişi için kullanılmaktadır. İkinci olarak, henüz mevcut olmayan bir plan ya da programı savunan ve bunları gerçekmiş gibi gözünde canlandırabilen kişi için kullanılmaktadır.

Mevcut sosyal düzenden memnun olmayan ve henüz mevcut olmasa da gelecekte var olması hayali ve bu hayali destekleyen kişi idealist kişidir.

Yeryüzüne barış egemen olmasını savunmak veya kendi ülkesinin lider ülke olması gerektiğini söylemek ve bunu savunmak idealist birini işidir.

Bu bağlamda, Türk kültür tarihi içinde Ziya Gökalp (1876-1924) "millî mefkure (ülkü)" terimini kullanmış, Nihal Atsız (1905-1975) ve diğer Türkçüler de "millî ülkü" terimlerini kullanmışlardır.

Burada kullanılan Ülkü ve Mefküre terimi, ideal demektir ve bu bakımdan ülkücülük, idealizm teriminin karşılığıdır. Bu nedenle, temelde geleceğe yönelik bir amacı olan ve ulaşmak istediği bir hedefi olan kişi idealist kişi olarak bilinmektedir.

Nurettin Topçu (1909-1975) yaşadığı dönemde, Türkiye’nin kapitalist ekonomik sistem ve ahlâk anlayışını eleştirmiştir. Amerikan sempatizanlığının yaygınlaşmaya başladığı bir dönemde, İslâm ve Anadolu sosyalizmi, Anadolu İrfanı üzerinde durarak, maarif, mektep ve din eğitimi konularını ele almıştır. Sabırlı ve azimli, gösterişsiz çalışan, ruh cephesinin “maden işçileri” olacak nitelikte idealist bir nesil yetiştirme ülküsünü özellikle Yarınki Türkiye adlı eserinde işlemiştir.

 

Felsefede idealizm terimi ise ‘idea’ ile ilişkilidir ve idealizm, gerçekliğin, beş duyu ile tespit edilen nesneler ve güçlerden çok, düşüncelerden, idealardan oluştuğunu savunan bir felsefe akımıdır.

İdealizme göre, genel olarak bizim dışımızdaki nesnelerin varlığı şüphelidir ve bilinemez.

Ben-olmayanın yani nesnenin (object) bilen Ben’e yani Özneye (subject) bağlı olduğunu savunmaktadır. Burada nesnenin varlığının özneye bağlı olduğu, asıl var olanın nesne değil onu var eden özne olduğu düşünülmektedir.

Bu bağlamda insanı var eden akıl ve zihin ürünlerine gönderme yaparken nesne doğal hayatta var olan ve maddi olarak tespit edilebilen varlıklara gönderme yapmaktadır. 

Gerçek olanın ve gerçekten var olanın insanı insan yapan zihindeki soyut düşünceler, ilkeler ve kavramlar olduğunu kabul eden idealizm, bu durumu genel olarak beden ve zihin ilişkisi üzerinden açıklamaktadır. Burada dikkat çeken şey ise zihin ile ruhun aynı anlamda kullanılmasıdır. O dönem filozoflarının kullandığı ruh terimi zihin olarak kullanılmıştır. Bedene göre zihin veya ruh önceliklidir.

Teistik idealizme göre ise en öncelikli olan Tanrıdır. Sübjektif idealizm adı verilen idealizm anlayışına göre maddi cisimler ve işlemler zihinden bağımsız varlık gösteremezler ve varlık halinde iken zihinden bağımsız olamazlar. Bu gerçeklik insanın amaçlarını ve değerlerini ifade eder ve bu bakımdan gerçeklik ile ilgili kavramlarımız cismin kendisinden çok zihin tarafından belirlenir. Bu ise objektif idealizmdir.

İdealistlere göre, dünyada organik bir bütünlük vardır ve bu bütünlük, bütünlüğü oluşturan parçaların toplamında daha fazladır.

Bütünü oluşturan parçaların toplamı bütünün kendisi olamaz.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve torostimes.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.