Sitenin solunda giydirme reklamı denemesidir
Sitenin sağında bir giydirme reklam

Hangisi daha safkan? Byerley Turk mü, Jön Türkler mi?

Gündem 10.04.2025 - 12:51, Güncelleme: 10.04.2025 - 13:28
 

Hangisi daha safkan? Byerley Turk mü, Jön Türkler mi?

Yeni Akit yazarı Zekeriya Say soruyor: Hangisi daha safkan? Byerley Turk mü, Jön Türkler mi?

İngilizler onlara “Thoroughbred” diyor. Özellikle “yarış atı” olarak bilinen bu atlar, ortalama 1.60-1.70 metre boyunda, ince yapılı, uzun bacaklı ve kaslı gövdeleriyle biliniyor. Enerjik ve zeki bir yapısı olan bu atlar yarış pistinde performans göstermek için yetiştirildiği için biraz sinirli olabiliyorlar. Saatte yaklaşık 70 km hıza ulaşabilirken, genellikle koyu kahverengi, siyah, kestane veya gri tonlarında oluyorlar. Hız ve çeviklik için optimize edilen bu atlara binmesi çok kolaydır. İngiliz atlarının bir diğer özelliği ise kuyruklarını bacaklarının arasına sıkıştırmalarıdır. “Safkan” olarak bilinen bu atların ataları Türk’tür. İngiliz Sunday Times gazetesinin yıllar evvel yaptığı bir araştırmasına göre, İngiliz atları; 1600’lerin sonunda yaşayan bir Türk askere ait “ Byerley Turk” adlı siyah attan üretilmiş. “ Byerley Turk”ün öyküsü, 1688 yılında, Macaristan’daki “Buda kuşatması”yla başlıyor. Görenleri kendisine hayran bırakan bu at, kuşatmada İngilizler tarafından ele geçiriliyor. Altıncı Muhafız Alayı’nda görevli Yüzbaşı Robert Byerley de o dönem sekiz yaşında olduğu sanılan savaş ganimeti bu atı çok beğeniyor ve sahiplenerek ülkesine götürüyor. İki yıl boyunca kendi ismini verdiği bu atla savaşlara katılan Yüzbaşı Robert Byerley, 1690 yılında ise yarışmaya başlıyor.  Byerley Turk, Kuzey İrlanda’daki kraliyet yarışında altın madalya kazandıktan sonra bütün yarışçılar, at meraklıları ve yetiştiricilerin ilgi odağı haline geliyor.  Gücü, hızı ve fiziğiyle dikkatleri toplayan Byerley Turk, sonra da damızlık yapılıyor. Görünüm ve fizik olarak Arap atlarına benzetilen Byerley Turk’ün yavrularının çoğunun, babaları gibi siyah olduğu ifade ediliyor Damızlık aygır olarak sayısız talep alan Osmanlı atının ilk “oğlu” erkek tay Basto, 1701’de dünyaya geliyor.  Yarış severleri en çok etkileyen “Jigg” ile İngiltere’de 1700’lü yılların en başarılı yarış atlarından biri olarak kabul edilen “Bonny Black” ve “Sprite, Archer, Lord Godolphin’s Byerley, Jigg, Mare” gibi başarılı yarış atları da yine Byerley Turk’ün soyundan geliyor.  Günümüze kadar Byerley Turk’ün soyundan yaklaşık 40’a yakın kuşak at türediği varsayılıyor. Tarihler 30 Temmuz 2003’ü gösterdiğinde ise o dönem “Başbakan” olan Recep Tayyip Erdoğan, “Bayrampaşa Şehir Parkı”nın açılış törenine katılıyor. Tören alanına girmeden önce parkı gezen Erdoğan, park içindeki “padokta” (at eğitim sahası) koşan 13 yaşındaki safkan İngiliz at ve binicisi ile ilgileniyor.  Bir süre biniciyle konuşan Erdoğan’a, at binmek isteyip istemediği soruluyor.  Erdoğan da “evet” diyerek ceketini çıkarıp, Byerley Turk’ün soyundan gelen İngiliz ata binmek istiyor. At, kalabalıktan ürküp huysuzlaşması üzerine kontrolden çıkarak Başkan Erdoğan’ı üzerinden atıyor. Tabii Başbakan’ın attan düşmesi, özellikle seküler azınlığı sevince boğuyor. “O yiğit adamlar güzel atlara binip gittiler, o sondaki binmeyip başımıza kaldı” paylaşımları yaparak, akıllarınca yaşanan kaza ile dalga geçenler oluyor. Oysa Başkan Erdoğan, “Atın huysuzluğu” denilerek geçiştirilen kazada çok ciddi bir tehlike atlatıyor. Üç sene sonra Erdoğan’ı yatağa düşüren belindeki kas spazmının sebebinin de o İngiliz safkan attan düşmesinden kaynaklandığı belirleniyor. Ne gibi bir tehditten dönüldüğü ise FETÖ terör örgütüne yönelik soruşturmalar sırasında anlaşılıyor. İzmir’deki FETÖ davasında dinlenen Gizli Tanık ‘Zaman’ bu olayın aslında kaza olmadığını, FETÖ’nün planlı bir eylemi olduğunu itiraf ediyor. İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada ifade veren gizli tanık “Zaman”,  ata huysuzlanması için ilaç verildiğini söylüyor. Daha da ilginci ise olaydan bir süre sonra bir anda rahatsızlanan ve veterinerinin müdahalesine rağmen gece yarısı ölen atın ismi oluyor. Gençliğinde “Baraküda” adıyla pek çok yarışa katılan, sonradan ismi “Zeus” olarak değiştirilen ata son olarak “FETÖ”nün kapatılan haber ajansı “CİHAN” ile aynı isim veriliyor. Neyse ki o gün Allah, Osmanlı’dan alınan atla kurulan tuzaktan Tayyip Erdoğan’ı koruyor. Fakat Osmanlı İmparatorluğu o kadar şanslı olmuyor.  Sultan II. Abdülhamid’in “okuyup adam olsunlar” diye Avrupa’ya gönderdiği gençler,  İngilizlerin desteğiyle 1908’de “ Jön Türk İhtilali”ni gerçekleştiriyor. İngilizlere sadakatle bağlı olan bu gençler de minnet borcu olarak, İstanbul’a gelen İngiliz büyükelçisi Gerard Lowther’in arabasının atlarını Sirkeci garında sökerek, İngiliz büyükelçiliğinin kapısına kadar kendileri çekiyor. Arabayı çeken Jön Türkler’in arasında bulunan Ahmet İhsan Tokgöz,  hatıralarında; “1908 Temmuz’unun 23. günü İstanbul’da bulunmayan İngiliz sefiri Lowther şehrimize döndüğü zaman Sirkeci istasyonunu baştanbaşa doldurmuştuk. Büyükelçiyi candan ve gönülden alkışlıyorduk. Nihayet coşkun gençler, büyükelçinin arabasını çeken atları söküp arabayı kendi kollarıyla çekmişlerdi” diyerek, sadakatlerini itiraf ediyor.  O güne kadar Osmanlı atı “ Byerley Turk’ün soyundan gelen atları gözü gibi koruyan İngilizler ise… O günden sonra ise Osmanlı’dan utanan “ Jön Türkler”i yeni binekleri yapıyor. Görünen o ki hala sırtından inmiş değil!.. 
Yeni Akit yazarı Zekeriya Say soruyor: Hangisi daha safkan? Byerley Turk mü, Jön Türkler mi?

İngilizler onlara “Thoroughbred” diyor.

Özellikle “yarış atı” olarak bilinen bu atlar, ortalama 1.60-1.70 metre boyunda, ince yapılı, uzun bacaklı ve kaslı gövdeleriyle biliniyor.

Enerjik ve zeki bir yapısı olan bu atlar yarış pistinde performans göstermek için yetiştirildiği için biraz sinirli olabiliyorlar.

Saatte yaklaşık 70 km hıza ulaşabilirken, genellikle koyu kahverengi, siyah, kestane veya gri tonlarında oluyorlar.

Hız ve çeviklik için optimize edilen bu atlara binmesi çok kolaydır.

İngiliz atlarının bir diğer özelliği ise kuyruklarını bacaklarının arasına sıkıştırmalarıdır.

“Safkan” olarak bilinen bu atların ataları Türk’tür.

İngiliz Sunday Times gazetesinin yıllar evvel yaptığı bir araştırmasına göre, İngiliz atları; 1600’lerin sonunda yaşayan bir Türk askere ait “ Byerley Turk” adlı siyah attan üretilmiş.

“ Byerley Turk”ün öyküsü, 1688 yılında, Macaristan’daki “Buda kuşatması”yla başlıyor. Görenleri kendisine hayran bırakan bu at, kuşatmada İngilizler tarafından ele geçiriliyor.

Altıncı Muhafız Alayı’nda görevli Yüzbaşı Robert Byerley de o dönem sekiz yaşında olduğu sanılan savaş ganimeti bu atı çok beğeniyor ve sahiplenerek ülkesine götürüyor.

İki yıl boyunca kendi ismini verdiği bu atla savaşlara katılan Yüzbaşı Robert Byerley, 1690 yılında ise yarışmaya başlıyor. 

Byerley Turk, Kuzey İrlanda’daki kraliyet yarışında altın madalya kazandıktan sonra bütün yarışçılar, at meraklıları ve yetiştiricilerin ilgi odağı haline geliyor. 

Gücü, hızı ve fiziğiyle dikkatleri toplayan Byerley Turk, sonra da damızlık yapılıyor.

Görünüm ve fizik olarak Arap atlarına benzetilen Byerley Turk’ün yavrularının çoğunun, babaları gibi siyah olduğu ifade ediliyor

Damızlık aygır olarak sayısız talep alan Osmanlı atının ilk “oğlu” erkek tay Basto, 1701’de dünyaya geliyor. 

Yarış severleri en çok etkileyen “Jigg” ile İngiltere’de 1700’lü yılların en başarılı yarış atlarından biri olarak kabul edilen “Bonny Black” ve “Sprite, Archer, Lord Godolphin’s Byerley, Jigg, Mare” gibi başarılı yarış atları da yine Byerley Turk’ün soyundan geliyor. 

Günümüze kadar Byerley Turk’ün soyundan yaklaşık 40’a yakın kuşak at türediği varsayılıyor.

Tarihler 30 Temmuz 2003’ü gösterdiğinde ise o dönem “Başbakan” olan Recep Tayyip Erdoğan, “Bayrampaşa Şehir Parkı”nın açılış törenine katılıyor.

Tören alanına girmeden önce parkı gezen Erdoğan, park içindeki “padokta” (at eğitim sahası) koşan 13 yaşındaki safkan İngiliz at ve binicisi ile ilgileniyor. 

Bir süre biniciyle konuşan Erdoğan’a, at binmek isteyip istemediği soruluyor. 

Erdoğan da “evet” diyerek ceketini çıkarıp, Byerley Turk’ün soyundan gelen İngiliz ata binmek istiyor.

At, kalabalıktan ürküp huysuzlaşması üzerine kontrolden çıkarak Başkan Erdoğan’ı üzerinden atıyor.

Tabii Başbakan’ın attan düşmesi, özellikle seküler azınlığı sevince boğuyor.

“O yiğit adamlar güzel atlara binip gittiler, o sondaki binmeyip başımıza kaldı” paylaşımları yaparak, akıllarınca yaşanan kaza ile dalga geçenler oluyor.

Oysa Başkan Erdoğan, “Atın huysuzluğu” denilerek geçiştirilen kazada çok ciddi bir tehlike atlatıyor.

Üç sene sonra Erdoğan’ı yatağa düşüren belindeki kas spazmının sebebinin de o İngiliz safkan attan düşmesinden kaynaklandığı belirleniyor.

Ne gibi bir tehditten dönüldüğü ise FETÖ terör örgütüne yönelik soruşturmalar sırasında anlaşılıyor.

İzmir’deki FETÖ davasında dinlenen Gizli Tanık ‘Zaman’ bu olayın aslında kaza olmadığını, FETÖ’nün planlı bir eylemi olduğunu itiraf ediyor.

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada ifade veren gizli tanık “Zaman”,  ata huysuzlanması için ilaç verildiğini söylüyor.

Daha da ilginci ise olaydan bir süre sonra bir anda rahatsızlanan ve veterinerinin müdahalesine rağmen gece yarısı ölen atın ismi oluyor.

Gençliğinde “Baraküda” adıyla pek çok yarışa katılan, sonradan ismi “Zeus” olarak değiştirilen ata son olarak “FETÖ”nün kapatılan haber ajansı “CİHAN” ile aynı isim veriliyor.

Neyse ki o gün Allah, Osmanlı’dan alınan atla kurulan tuzaktan Tayyip Erdoğan’ı koruyor.

Fakat Osmanlı İmparatorluğu o kadar şanslı olmuyor. 

Sultan II. Abdülhamid’in “okuyup adam olsunlar” diye Avrupa’ya gönderdiği gençler,  İngilizlerin desteğiyle 1908’de “ Jön Türk İhtilali”ni gerçekleştiriyor.

İngilizlere sadakatle bağlı olan bu gençler de minnet borcu olarak, İstanbul’a gelen İngiliz büyükelçisi Gerard Lowther’in arabasının atlarını Sirkeci garında sökerek, İngiliz büyükelçiliğinin kapısına kadar kendileri çekiyor.

Arabayı çeken Jön Türkler’in arasında bulunan Ahmet İhsan Tokgöz,  hatıralarında;

“1908 Temmuz’unun 23. günü İstanbul’da bulunmayan İngiliz sefiri Lowther şehrimize döndüğü zaman Sirkeci istasyonunu baştanbaşa doldurmuştuk. Büyükelçiyi candan ve gönülden alkışlıyorduk. Nihayet coşkun gençler, büyükelçinin arabasını çeken atları söküp arabayı kendi kollarıyla çekmişlerdi” diyerek, sadakatlerini itiraf ediyor. 

O güne kadar Osmanlı atı “ Byerley Turk’ün soyundan gelen atları gözü gibi koruyan İngilizler ise…

O günden sonra ise Osmanlı’dan utanan “ Jön Türkler”i yeni binekleri yapıyor.

Görünen o ki hala sırtından inmiş değil!.. 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve torostimes.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.