CHP Genel Başkanı Özel: "İktidarı değiştirdikten sonra gerçek bir anayasayı tüm yönleriyle konuşacağız"
Genel Başkan Özel, Hacı Bektaş Veli Anadolu Kültür Vakfı 13. Olağan Genel Kurulu’na katıldı.
Burada konuşan Özel, eninde sonunda yeni bir anayasa yapılacağına dikkati çekerek, yapılacak olan anayasanın çağı gereklerini karşılayan, darbenin kurumlarından kurtulmuş, darbe pratiğinden kurtulmuş, eşitlikçi ve Türkiye’yi barış içinde olan ülkelerden biri haline getirebilecek bir toplum sözleşmesi halinde olması gerektiğini dile getirdi.
"İktidarı değiştirdikten sonra gerçek bir anayasayı tüm yönleriyle konuşacağız"
İktidarı değiştirdikten sonra gerçek bir anayasayı tüm yönleriyle konuşacaklarını aktaran Özel, “Bu ülkede geçen anayasa gibi değil toplumun tamamını, yani yüzde 51’e 49 ile değil. Yüzde 95’ini memnun edecek bir anayasayı, gerçekten eşitlikçi bir anayasayı yazarak, bu ülkeyi ikinci yüzyılda hep birlikte çok daha güçlü bir noktaya getireceğiz” dedi.
31 Mart yerel seçimlerinde çok iyi sonuçlar elde edildiğini kaydeden Özel, “Şimdi bu sürecin hazımsızlığı içinde olanlar, oylar kendisine verildiğinde milli iradeyi baş tacı edenler, oylar başkasına verildiğinde bu sefer kafa tutmaya, hesap sormaya, cezalandırmaya başlıyorlar. Eğer muhalif olanın kim olduğunu buluyorlarsa hapse atıyorlar ama seçimde kapalı oy var. Bulamadılar. Toplu olarak cezalandırıyorlar. Esas mesele Esenyurt’a kayyum atanması da Mardin’de Ahmet Türk’e kayyum atanması da CHP’li ve DEM’li belediyelere atanan kayyumlardaki esas mesele halkı cezalandırmaktır. Halkın iradesine kafa tutmaktır. ‘Beni seçeceksin, tek seçenek benim, benden başkasını seçersen seçme hakkının elinden alırım’ demektir’” ifadelerini kullandı.
“Mardin’de Ahmet Türk ile birlikte otobüsün üstüne çıkmaktan, bunu kınamaktan da geri durmadık”
“Mardin’de Ahmet Türk ile birlikte otobüsün üstüne çıkmaktan, bunu kınamaktan da geri durmadık” diyen Özel, sözlerine şöyle devam etti:
“Çünkü mesele şu, yapılan iş bir suçtan dolayı değil. Olsa zaten bütün süreçler biter. Yerine de belediye meclisi yenisini seçer. Ama daha soruşturma aşamasında, bu zaten OHAL mantığı, darbe mantığı. Bu ancak sıkıyönetim dönemlerinde olan bir şey. OHAL artığı olan bir KHK ile değişmiş olan bir kanundan istifade ederek, yaptıkları bir şey. Çok ayrıntıları ile her birini konuştuk. Son Ovacık’ta ve Dersim’de yaptıkları iş. Yahu 2012 yılında bir cenaze var. Bu cenazeye gidilmiş. Birincisi bir temel mesele var. Taziye ölüye değil diriye verilir. Hiç kimse hayatını kaybetmiş çocuğunun siyasi görüşünden, işlediği suçundan, örgütünden, bilmem nesinden mesul değildir. Öyle anneler ve babalar vardır ki iki ayrı zıt görüşlü, birbiriyle çatışan örgütte evlatları vardır. Siz bu anne ve babayı evladının görüşünden, taziyeye geleni taziye verişinden sorumlu tutamazsınız. Birincisi bu. Daha da vahimi. Dönem, farklı bir dönem. O dönemde savcı, belediye başkanlarını arıyor. Diyor ki ‘Bu cenazeyi biz yollarsak bir çatışma olur, şehit veririz. Şu anda bunun olmaması için siz inisiyatif alın. Belediye başkanı olarak sorun. Olursa siz gidin’. Soruluyor, gidiliyor. Defne eşlik ediliyor. Katılınılıyor. Aileye taziye veriliyor, dönülüyor. Bunu terör faaliyeti sayan bir anlayış var. Bunu 2012’den, 22’ye kadar görmeyip, 22’de müflis tüccarın eski defterleri karıştırması gibi o dönemin ruhundan, o dönem Türkiye’de neler oluyordu, neler konuşuluyordu, sen ne diyordun onlara bakmadan, dönüp oradan suç çıkarıp, gelip burada kayyum atıyorlar.”