Aile içi çatışma kaygı zeminine zemin hazırliyor!

Çocukta Olan Değişimler Gözden Kaçmamalı!

Günümüzde tüm bireyler için sıklıkla dile gelen depresyon; kişilerin farklı şart ve koşularla yaşadığı ve tedavi edilmediği, görmezden gelindiği takdirde hayatları olumsuz etkileyen süreçler doğurabiliyor. Öyle ki, uzmanlar tedavi edilmeyen depresyonun kronik bir hal alabileceğini ve tekrarlama ile yaşam kalitesinde belirgin bir düşüşe neden olabileceğini vurguluyor. Depresyon konusu ele alındığında, özellikle eğitim süreçleri içinde olan çocuk ve gençlerin yaşadığı ergenlik depresyonunda da erken tanı ve tedavi büyük önem taşıyor. Çünkü sağlıklı bir ruhsal yaşamın yapı taşları, ergenlik döneminde atılıyor.

Aile içi çatışmaya dikkat!

Moodist Psikiyatri ve Nöroloji Hastanesi, Çocuk ve Ergen Psikiyatristi Uzm. Dr. Sebile Aslı Eke, aile içi çatışmaların beklenenden fazla olmasının deprasyon ve kaygı gelişimine zemin oluşturduğunu vurguluyor. Psikiyatrist Dr. Eke: “Ergenlik dönemi, bireyin çocukluktan yetişkinliğe geçiş yaptığı bir süreçtir ve bu dönem biyolojik, bilişsel ve sosyal değişimlerle karakterizedir. Ergenliğin başlangıcı ve sonlanması her bireyde farklı zamanlarda olsa da, genellikle 11-12 yaş ile 19-20’li yaşlar arasındaki dönem,ergenlik dönemi olarak adlandırılabilir. Ergenlik dönemindeki bilişsel gelişimler ile gençler daha karmaşık düşünmeye, gelecek ile ilgili süreçleri daha fazla sorgulamaya başlarlar. Akranları ve aileleri ile iletişimlerinde değişimler olur. Aileleriyle çatışma yaşamaları sıklıkla gördüğümüz gelişim dönemi özelliklerindendir. Bu süreçte aile içi çatışmaların beklenenden fazla olması, deprasyon ve kaygı gelişimine yatkınlık oluşturabilir.” dedi.